Hülya hem haklı hem haksız
Magazin muhabirleri Hülya Avşar ile bir restoran çıkışında ayaküstü röportaj yapmak istediklerinde, 'yılın bombalarının' patlayacağını ummamışlardı. Ama Avşar, Kral Müzik Ödül Gecesi'nde Tarkan'a çok kızmış, müthiş bir öfke biriktirmişti. Tarkan'ın sahneye gelip elinden ödül almamasına çok sinirlenmişti.
Ödül organizatörleri aslında Tarkan'ı gecenin sonuna saklayıp izleyenlere sürpriz yapmak istemişlerdi. Bu nedenle Tarkan'a ödül vermek için sahneye gelen Hülya Avşar ve diğer sanatçılar, Tarkan yerine prodüktörüyle yetinmek zorunda kalmışlardı. Ama hataları, ödül organizasyonuyla ilgili 'trafiği' öğrenmemeleriydi. Tarkan'ın sahneye gelmeyeceğini bilseler, sorup öğrenseler, ödül vermekten vazgeçme hakları vardı tabii... Ama bunu sormadıkları için kaçınılmaz olarak 'sürprizin bir parçası' olmuşlardı.
Her şeye rağmen 'saygı' beklemek, ödül vermek için sahneye çıkan sanatçıların hakkıydı.
Avşar, Tarkan'la ilgili değerlendirmelerinin büyük bölümünde de haklıydı. Tarkan'ın fazla şişirildiğini, ülkesine fayda sağlayacak hiçbir sosyal sorumluluk projesinin içinde yer almadığını (okul yaptırmak gibi), vergi sıralamasında birinciliğinin bulunmadığını, Sezen Aksu'dan sonra sahne alacak biri olmadığını düşünüyordu. İfade özgürlüğü açısından bunda bir sakınca yoktu.
Ama Hülya'nın 'düşüncelerini ifade ediş biçiminde' sorun vardı. 'Önce adam olacaksın', 'Bir metrelik adam', 'İki şarkı, bir göbekten ibaret', 'Asena'ya daha fazla saygı duyuyorum', 'Eşek herif' ve 'Dangalak' şeklindeki sözler, eleştiri sınırlarını aşıp 'hakarete' varan ifadelerdi.
Herkesten her zaman kontrollü davranmasını beklemek haksızlık. Ama Hülya Avşar gibi 'periyodik olarak gündeme tutunmak için sivri laflar etmekle' suçlanan ve bu konuda 'sabıka' biriktiren biri için yokuş aşağı frensiz inmek tehlikelidir. Alın işte, haklı olsun olmasın, bir kez daha aynı şeyi söyleyip yazacaklar: "Hülya, gündemin uzağına savrulmamak için açtı yine nöbetçi ağzını..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.