Şimdi Zehra olmak lazım
Geçen hafta kanser olduğunu açıklayanlar kervanına Vahide Gördüm de katıldı. Peşinen söylemeliyim ki, hem Vahide Gördüm'ün, hem de 'Adını Feriha Koydum' dizisinde muhteşem bir oyunculukla canlandırdığı 'Zehra'nın benim yazacağım 'moral ve cesaret' yazısına asla ihtiyaçları yok. Bu satırları sadece 'içimden geldiği için' karalıyorum.
Vahide Gördüm ve eşi Altan Gördüm'ü ne zaman görsem -haşa- Nuh Peygamber olasım ve bu değerli çifti koruyup çoğaltmak için gemiye alasım gelir. Zira çevremde işine ve birbirlerine bu kadar ciddiyetle bağlı, naif, zarif, etraflarına bu denli pozitif enerji yayabilen çiftler o kadar azaldı ki...
Vahide Gördüm, kemoterapi tedavisi nedeniyle Adını Feriha Koydum dizisine bir süreliğine ara verebilirmiş. İşte asıl 'Zehra' olmaya o zaman ihtiyacı var. 'Zehra' değil mi ki hayatın tüm zorluğunu apartmanın merdivenlerinden aşağıya doğru süpüren? O değil mi ki kara bulutlar çocuklarının üzerine çökmüşken, güçlü nefesiyle üfleyip o kasveti dağıtan? 'Zehra' değil mi ki, "Hayat sana limon verse de yüzünü ekşitme, içine şeker kat, limonata olsun" felsefesine hepimizi inandıran? Demek ki şimdi Vahide için 'Zehra' olmak zamanıdır.
Aslında buradan ahkam kesmek kolay... İnsanın neresi acırsa canı oradadır. Vahide Gördüm'ün ne yaşadığını, ne çektiğini nasıl bilebiliriz ki? Yine de onun gibi güçlü bir kadının isminin yanına o lanet hastalığın adını yakıştıramıyorum işte. Eminim, Vahide Gördüm bu hastalığın tozunu, kirini, pasını, 'Zehra'nın sıktığı bezin kovasında bırakacak ve eskiden olduğu gibi televizyon ekranları aracılığıyla evlerimize 'akşam servisine' çıkacak.
Bu sütunlardan oyuncu dostlarıma naçizane tavsiyelerde bulunurken hep canlandırdıkları rolün kendilerini ele geçirmesine izin vermemeleri gerektiğini söylerim. Ama bu kez tersini yapacağım:
Sevgili Vahide Gördüm; kendini 'Zehra'ya bırak. Bak gör, kısa zamanda nasıl iyileştirecek seni...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.