Vadi'de 'beyefendi' gölgesi
Yardımcısı da "Efendim 6 mumlu şamdanı da getireyim mi?" diye sordu. Baba istemedi: "Yok getirme, abartmayalım o kadar da..."
Belli ki Şamir onu eskiden beri tanıyordu. Diyaloglardan anlaşıldığı kadarıyla; eskiye dayanan bir hukukları vardı. Şamir de, daha sonra babayı ziyarete gelip elini öpen derin devletin tetikçisi Kaşifoğlu da, devletin başkalarının eline geçtiğini belirtip babadan yeniden başa geçmesini istediler. Baba da yeşil ışık yaktı... Gözüm bu 'beyefendi'yi bir yerlerden ısırdı ya, neyse...
Vadi'de iki haftadır Türkiye'nin, eninde sonunda ABD tarafından Suriye'ye sokulacağı iddia ediliyor. Bu hafta da aynı şeyler söylendi. Hatta bu kez daha da ileri gidilip Türkiye-İsrail savaşının kaçınılmaz olduğu vurgulandı. Kaşifoğlu, Şamir'e "Emir verin, sizinkiler bizim gemileri torpillesin. Senin elinde değil mi bu? Savaş çıkartırsın işte..." dedi. İsrailli Şamir'in yanıtı ekran başındakilerin kanını donduracak cinstendi: "Savaş eninde sonunda çıkacak elbet. Ama savaş çıktığında Türkiye'nin artık savaşacak gücü olmayacak. Bunun için çalışıyoruz..."
Geçen haftalarda dizi setinden çalınan malzemelerin polis tarafından kısa sürede bulunup Vadi'cilere teslim edildiğini hatırlatarak, "Artık polis teşkilatına Vadi jesti farz oldu" diye yazmıştım. Beklediğim jest, bu haftaki bölümde gerçekleşti. Dizide görmeye hiç de alışık olmadığımız üniformalı bir polis memuru, PKK'lı teröristler tarafından saldırıya uğrayan servis otobüsünü tek başına kahramanca savunup teröristlerden üçünü etkisiz hale getirdi.
Bu arada Vadi usulü babalık testi de 'pozitif' çıktı. Anne karnındaki bebek, trafik kazasından sağ salim kurtulunca, bizim 'efsunlu' Polat'ın oğlu olduğu belgelendi.
Bazen Vadi'de olan bitenlere akıl erdiremediğim de oluyor. Bu hafta da Memati'nin koca ofiste banyo dururken neden gidip mutfakta abdest aldığını düşünüp durdum...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.