Eurovisi on'a 'o ses' gitsin!

Ne yalan söyleyeyim, O Ses Türkiye'nin ilk programını izleyince endişeye kapılmıştım. Zira ilk gün yarışan sesler son derece kifayetsizdi. Buna bir de kötü orkestra icrası ve ses düzeni problemleri eklenince, bu sütunlardan "Türkiye'nin sesi mi kısıldı acaba?" diye sormak zorunda kalmıştım.
Ama Acun eleştirileri dikkate alarak her şeyi düzene sokunca, yarışma harika bir şova dönüştü.
Şimdilerde her hafta bir eleme değil de konser izliyormuşum hissine kapılıyorum.
BEŞ BASARLAR
Bu hafta Murat Boz'un takımından Melis, Ecem ve Fildişili Abba'nın 'I Will Survive' performansı olağanüstüydü.
Malum; TRT henüz Eurovision'a gönderecek sanatçı bulabilmiş değil. Acaba diyorum, yarışmanın galibi, Türkiye'yi temsil etmek üzere Eurovision'a göndersek nasıl olur? Vallahi şu anda yarışanlar içinde bu onuru hak etmeyecek bir yarışmacı göremiyorum. Pek çoğu bugün piyasada "Şarkıcıyım" diye geçinenlere beş basar.
Mehmet-Koray ikilisi ise en başından beri benim de favorim. Ancak son hafta bizim ikiliye biraz torpil geçildi gibi. Mustafa Sandal, onları Melodi ile eşleştirip sahneye sürdü. Şarkı olarak da bugüne kadar ünlü tenorlardan dinlemeye alışık olduğumuz ve Mehmet ile Koray'ın tam da 'dişlerine göre' olan 'Save Your Love'ı seçti. Melodi kızımız tüm çabasına rağmen doğal olarak direnemeyip elendi.
İHTİYAÇLARI YOK
Ben Mehmet ve Koray'ı kendi kategorileri dışındaki şarkılarda da dinlemeyi arzu ediyorum. Zira bu yarışmada 'kollanmaya' hiç de ihtiyaçları yok.
Bu arada Hülya Avşar'ın tercihleri eleştiri almaya devam ediyor. Bu hafta Acun da bu durumu iyice diline doladı ve arkadaşına gol üstüne gol attı. Gerçekten de Hülya'nın tercihlerini gördükçe Acun'a hak vermemek elde değil. Zira Hülya'nın elediklerinden devlet konservatuvarına hoca kadrosu bile çıkabilir! Ama yarışmayı izlenir kılan en önemli sebeplerden biri de Hülya Avşar'ın şova kattıkları... Jüride Hülya olmasaydı, bu yarışma bu kadar izlenip konuşulur muydu, orası da tartışılır yani...