Hayatımız 'heber' oldu
Zira metin yazarı ekibinin, haberleri gırgır hale getirmeye ihtiyaçları kalmamıştı. Sunulan her haber gerçekti ve anchorman Memet Ali Alabora her haber sonrası "Bu bir heber değil, haberin ta kendisiydi" demek zorunda kaldı.
VALLAHİ HEPSİ GERÇEK
Gündem gerçekten de Heberler için özel oluşturulmuş gibiydi. Ormandan ağaç kesip köprü yapan köylüye hakim tarafından çevre ve orman konulu üç kitap okuma cezası verilmişti.
Okumayı zar zor sökebilen zavallı adamcağız hayatında ilk kez telaffuz ettiği kitap kelimelerinin ardından "Çok güzel çevre şeyleri filan yazıyo" yorumunda bulunuyordu.
Ankara'da hızlı sürücü, otomobiliyle metroya dalmış, merdivenlerden iki kat aşağı inmiş ve raylara üç metre kala durmuştu.
İstanbul'da bir parkta yaşlı ağaçları kesip yerine gençlerini dikiyorlardı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı, tuttuğu takıma şampiyonluk kupasını getirmek için ince ayarlı operasyonlar yaptıklarını söylüyordu.
İNANMAK ZOR
Başbakan, "Neden Twitter'a girmiyorsunuz?" sorusuna "Sonra hakara makara yaparlar" yanıtını vermişti. İngiliz futbolcu John Terry, Hint bir sigara firmasına dava açmıştı. Çünkü paketlerin üzerindeki akciğer kanseri konulu uyarı fotoğrafında kendi portresi kullanılmıştı.
Polis, durdurduğu taksideki bombacı militanları gözaltına almış ama taksideki parça tesirli bombayı unutmuştu.
Atanamayan öğretmenlerin sembolü olan ve bir süre önce kanserden yaşamını yitiren Şafak Bay'a geçen hafta üç ay hapis cezası tebliğ edilmişti...
Sanırım yakında tüm mizah yazarları işsiz kalacak. Ya da hepsi birden haber merkezlerinde editör olarak istihdam edilecek!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.