Sezar'ın hakkı

Turkcell harika bir kampanya başlattı. Bir SMS kumbarası oluşturup, Van'da deprem nedeniyle aksayan eğitim hizmetinin yeniden tesis edilmesi için para toplamaya başladı. (Tüm operatörlerden Van yazıp 5283'e kısa mesaj attığınızda kampanyaya 5 lira tutarında destek vermiş oluyorsunuz)
Cuma günü Kanal D Ana Haber'de bu konu işlendi. Haber bandında kampanya haberi verilirken, Turkcell'den sürekli 'Bir GSM operatörü' diye bahsedildi, şirketin logosu da özenle mozaiklendi.
Haber dönüşü Mehmet Ali Birand, kendi bültenindeki bu uygulamadan rahatsızlığını büyük bir açık yüreklilikle ifade edip, adeta özeleştiri yaptı: "Helal olsun o GSM operatörüne... O operatörün adı da Turkcell... Burada söylüyorum işte..."
Belki Birand bu isyanıyla kanalının ceza almasına neden olacak. Ama birilerinin neyin reklam, neyin kamu yararına halkla ilişkiler faaliyeti olduğunu artık ayırt etmesi lazım.
Sosyal kampanyalara girişen, duyarlılık ve farkındalık yaratmaya yönelik tüm organizasyonlarda ilgili firmanın ve kişilerin isimleri açık açık söylenmeli... Söylenmeli ki, teşvik edici olsun, bu konuda rekabet yaratılsın. Sonuçta o paralar eksi 25 derecede naylon çadırlarda tir tir titreyen bebelere gidecek, öyle değil mi? 'İyiliğin' reklamını yapmayacaksak, neyin reklamını yapacağız a dostlar?