Vekilim erdi muradına!
NİKAH ŞAHİDİ HAZIRDI
Bundan birkaç gün sonra Star TV'de Melek Baykal'ın sunduğu programa konuk olmuştum.
Milletvekili Belen de programa telefon bağlantısı ile katılmış, konu üzerinde karşılıklı sohbet etme olanağı bulmuştuk. O sohbet sırasında vekil demişti ki, "Yeter ki evlensinler; ben nikah şahitleri bile olurum..."
Behzat Ç.'nin son bölümünde başkomiserimiz ile gönlünü kaptırdığı savcı hanımımız nikah masasına oturup karşılıklı 'Evet' dediler. Baktım, şahitler arasında Milletvekili Bülent Belen yoktu. Bence dizinin yapım ekibi tarihi bir fırsatı kaçırdı. Eğer vekil Belen'i ikna edip 'konuk oyuncu' olarak nikah sahnesine dahil edebilselerdi, bugün haber birinci sayfalardan veriliyor olurdu...
Bu arada dizinin kendine özgü bir romantizm anlayışı var. En duygusal sahnede bile silah eksik olmuyor. Behzat Ç. damat kostümünün beline silah takmıştı. Hatta düğünün sonunda silahını çekip tavana doğrulttu ama neyse ki ateş etmedi. Yardımcısı Harun bile olaya tepki gösterip "Amirim, damatlığın içine de mi tabanca kuşandın?" dedi.
BALONA KURŞUN
Genç komiserin sevgilisine evlilik teklifi de silahların gölgesinde yaşandı. Komiserimiz bir uçan balonun ucuna nikah yüzüğü bağlayıp sevgilisinin penceresine uçurmak istedi. Ama sevgilisi balonu yakalayamayınca, tek taş uçup gitmesin diye bizimki silahını ateşleyip balonu düşürmeye çalıştı. Kızın ağabeyi Harun ise olaya öyle sinirlendi ki, tabancasını çıkarıp damat adayı meslektaşının kafasına dayadı.
Diyeceğim o ki, Behzat Ç. dizisinde de iki tür romantizm anlayışı var:
Kısa namlulu ve uzun namlulu...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.