Belgeselleri fethettik

HOBİ kanalı Home TV'deki yemek programları en büyük eğlencem. Bunlar arasında biri var ki, gözümü kırpmadan izlemekteyim.
Dünyanın en ünlü gurmelerinden Anthony Bourdain'in 'Noreservation' (Rezervasyonsuz/Çatkapı) adı programı dünya mutfaklarından en sıradışı lezzetleri önünüze koyuyor.
Bourdain, tam bir lezzet avcısı. Üstelik lezzet açısından son derece marjinal tarifleri deneyecek kadar da cesaretli.
Geçen hafta Bourdain'in yolu İstanbul'a düştü. Kentin kendine özgü lezzetlerini bir gün içinde test edip onayladı. İzlerken bir İstanbullu olarak kendimden utandım.
Meğer bu koca şehirde yıllardır farkına varmadığım ne kadar ilginç lezzet durakları varmış. Hepsini not edip tek tek ziyaret etmek için sıraya koydum.
Bourdain'i evlerinde ağırlayıp Türk ev yemeklerinin en harika örnekleriyle bizim ünlü gurmenin başını döndüren ve hepsi mükemmel derecede İngilizce konuşan aileye ise bayıldım.
Bir başka gurur kaynağım ise Bourdain'i kentte gezdiren taksici İhsan oldu. Önünden geçtiği her caminin, her eski yapının tarihçesini yolcusuna kendi dilinde anlatıp aynı zamanda gönüllü tur rehberliği de yapan İhsan; sempatik ve yardımsever halleriyle de İstanbul taksicilerinin gururu oldu.
Aynı gece National Geographic'deki Mega Yapılar belgeselinde izlediğim Türk mimar/mühendis Selami Gürel'e ise tek kelime ile hayran kaldım. Kazakistan Astana'daki ünlü kültür ve eğlence mekanı Han Çadırı'nın yapım sorumluluğunu üstlenen Gürel'in karşısına çıkan olağanüstü güçlükleri birer birer aşıp dünyanın en büyük çadır binasını tam zamanında, yani kolay kolay hiçbir şeyi beğenmeyen Kırgız Devlet Başkanı'nın 70'inci yaşgününe yetiştirmesi gözlerimi yaşarttı.
Dünyanın en önemli iki belgesel kanalında birbiri ardına o muhteşem Türkler'i izledikten sonra, kabaran koltuklarımı yatıştırmam bir hayli zamanımı aldı...