Vah küçük gelinime...
12 yaşındaki kız çocuğu (yazıyla, oniki) tarlada çalışırken, 32 yaşındaki adam başına sopayla vurup bayıltarak çocuğu kaçırmış. Meğer uzun süredir o kıza göz koymuşmuş... Adam daha önce de yine aynı yaşlardaki bir kızı kaçırmak istemiş. Kız, bu kez zorlu çıkmış, elindeki çapanın sapıyla adamı yaralayıp elinden zor kurtulmuş.
Olayın tarafları cümbür cemaat Müge'nin programındaydılar.
Kimi stüdyoda, kimi telefonun ucunda... Köy muhtarı mealen dedi ki, "Adam sevmiş demek ki..."
Kızın babası ise "Bir şekilde anlaşacağız artık bu adamla" dedi.
Yahu olacak şey mi? 12 yaşındaki çocuğu kaçırıp istismar etmişler. Devletin o köydeki temsilcisi, aşktan meşkten dem vuruyor. Baba, "Nasıl olsa mal zarar gördü, bir şekilde anlaşmak lazım" mantığında... Olayın yaşandığı yer, Doğu'nun ücra köşelerinden biri değil, İzmir'in merkezine çok yakın bir köy... Doğu'da yaşananları kanıksadığımdan değil de, küçük gelinler dramının coğrafya farkı gözetmediğini anlatmaya çalışıyorum, onun için...
Azgın adamlar, okulda okuyacağı yerde tarlada çalıştırılan 12 yaşındaki kız çocuklarını 'av', köy muhtarları, türlü rezaleti 'aşk', kız babaları evlatlarını 'mal' gibi gördükçe bu mesele bitmez. Bize de Küçük Gelin dizisini, Halam Geldi filmini çekirdek çitleyerek izlerken 'Ah, vah' etmek kalır...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.