Magazin dilberi (!) Elif'cik
Aradan bir saat geçti... Polisler, çocukları ekip otosuna bindirip karakola götürecekken baba, elinde cips paketleri ile çıkageldi. Polisler önce babaya hesap sordular, sonra nasihat ettiler ve otomobilden indirdikleri çocukları yeniden babaya emanet edip gittiler.
Bu, haberin rutin kısmıydı. Gelelim, Elif'i bir daha çıkmamak üzere hafızama kazıyan olaya...
Polislerle beraber gazeteciler de eve gelmişlerdi. Televizyon ekipleri de çekim yapıyorlardı. 4 yaşındaki Elif, evde saatlerce kilitli kalmasına, karnının acıkmasına, mahallede yaşanan paniğe aldırmadan kameranın karşısına geçip mankenlere taş çıkartacak pozlar vermeye başladı. Bir bacağına hafifçe kıvırıp öne atıyor, elleriyle saçlarını dalgalandırıyor, gözlerini kameraya doğru deviriyordu. Bir yandan da kameraman amcasına talimat lar vermeyi ihmal etmiyordu: "Böyle yandan da çek... Dur dur, saçlarımı da şöyle çek..."
Aslında konunun benim gibi bir televizyon yazarı tarafından değil; psikolog, pedagog ve sosyologlar tarafından irdelenmesi, hatta tez haline getirilmesi gerekiyor.
İşte televizyon ve gazetelerdeki magazin haberlerinin 4 yaşındaki bir kız çocuğu üzerinde yarattığı etki... Annesi-babası evde yokmuş... Kapı üzerine kilitlenmiş... Karnı gurulduyormuş... Polisler evi kuşatmış... Ne gam! Yarın haberlerde o dalga dalga siyah saçlarını, verdiği güzel(!) pozları görecek ya! Kim bilir belki de o gece rüyasında Kıvanç Ağabeyi ile başrol oynadığı diziyi görmüştür bizim küçük Elif, karnı guruldayarak...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.