Hani ya Zafer'in filmi?
Peki Çanakkale filmleri niye ekranda?
Sebebi basit: Elimizde bir 'Büyük Zafer' filmi yok da ondan...
Bu ayıp bize daha kaç yıl yeter, bilemem.
Yedi düveli dize getirdiğimiz, 26 Ağustos'ta Afyon'da başlayıp 9 Eylül'de İzmir'de noktalanan o muazzam direnişin, o şanlı mücadelenin, 'dirlik ve birlik olmanın' destansı öyküsünün bir tek filmini bile çekememişiz...
Birbirinden saçma, yönetmeninin bile basın toplantısında ne anlatmak istediğini izah edemediği festival filmlerine bakanlıkların 500 bin lira yardımda bulunduğu, her yıl 70 televizyon dizisinin çöpü boyladığı coğrafyamızda adam gibi bir tek Kurtuluş Savaşı filmi, tek bir Atatürk biyografisi çekememenin utancını daha ne kadar taşıyacağız? Eskiden milli bayramlarda 'Bir Millet Uyanıyor' filmi yayınlanırdı; sanırım oynata oynata eskittiler. Bu nedenle 30 Ağustos'ta 'derme çatma' Çanakkale filmlerine mahkum bırakıldık. 'Derme çatma' dediğime kimse alınmasın lütfen. Özellikle atv'deki Çanakkale 1915 filmini izlerken ekrana bakmaya utandım.
Bu kadar sığ oyunculuklar, bu denli özensiz bir senaryo aktarımı ve bu kadar üstünkörü animasyonlar; her şeyden önce 'Çanakkale ruhuna' ve şehitlerimizin anısına yaraşmadı. Bir yandan 'Er Ryan'ı Kurtarmak' filminden devşirilmeye çalışılan çıkartma sahnelerine tahammül etmeye çalışırken, diğer yandan neredeyse her sahnesi belleğime kazanan, 'Gallipoli' filmini hatırlamak yüreğimi acıttı.
Amerika, 200 yıllık tarihini filmleriyle, dizileriyle tüm dünyaya ezberletirken, biz her asrı yüzlerce filme değer bir tarihi heba edip duruyoruz... Öyleyse?..
Yapımcılar, yönetmenler, bakanlık yetkilileri; ilk hedefiniz okyanuslardır, ileri!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.