YÜKSEL AYTUĞ

O ses var aslında

O Ses Türkiye'de müthiş genç yetenekler izliyorum. Rihanna şarkısını Rihanna'nın kendisinden bile güzel söyleyen genç kızlarımız var.
Pazartesi gecesi izlediğim Berfin Bulut, Cavidan Soytürk ve Gözde Melsum Erdost'a tek kelime ile hayran kaldım. Gençlerimizin kulağı da, gırtlağı da müthiş.
Hem yerel motiflerden haberliler, hem Batı müziğini yakından takip ediyorlar. Fizikleri, giyim kuşamları, kendilerini ifade biçimleri üst düzeyde.
Peki madem ülkemiz böylesine verimli bir müzik potansiyeli barındırıyor; neden Süperstar'ımız 70, Megastar'ımız 40 küsur yaşında? Neden hâlâ Erol Evgin'i izlerken yeni nesil şarkıcılar için acıma duygusu hissediyorum?
Yıllardır milyonları peşinden sürükleyecek yeni bir ses sanatçımız niye çıkmadı? Neden ilaç için bir tek uluslararası şarkıcımız yok?
Nedenlerini aklım erdiğince, dilim döndüğünce özetleyeyim:
KULAĞIMIZ KÖRELDİ
Öncelikle halkımızın müzik kulağını medya marifetiyle yok ettik de ondan... Türk sanat müziğini TRT'nin ücra kanallarına hapsedip ekranları kerameti kendinden menkul 'Angara havalarına' terk ettik. 'Şarkıcılıktan' öteye geçip de bir türlü 'ses sanatçısı' olamayan dilberlerin ağız dalaşlarını manşetlere taşımaktan, gerçek müzik emekçilerinin sorunlarına eğilemedik, sesleri olamadık.
Müzik eleştirmenlerini gazete sütunlarından kovalayıp internet blog'larında sürgüne gönderdik. Halkın müzik kültürünü besleyen 'gazinoları', üç patron ile dört assolistin insafına bırakıp yok ettik.
Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nı zamanında mafya çakallarının arenası haline getirip köküne kibrit suyu ektik. Para verenin klip döndürdüğü müzik kanallarını, prime time kuşağında yayınlanan müzik-eğlence programlarına tercih ettik. (Sahi, içinde Türk sanat ve Türk halk müziği sanatçılarının geçit yaptığı, ülkenin dört bir yanından gelen folklor topluluklarının yer aldığı son müzikeğlence programını ne zaman izlemiştik?) Albüm çıkarmanın yolunun sadece zengin koca ya da hercai sevgili bulmaktan geçtiğine inandırıldık. Sanatçıları siyasi kamplara bölmekte hiçbir sakınca görmedik. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a mikrofon tutup türkü söyleten Yavuz Bingöl'ü sözde sanat âlemlerinden aforoz edenlerle, Fazıl Say'ın konserlerinin iptal edilmesine isyan edenlerin aynı ağızlar olması ne tuhaf!
Aslında niye şaşırıyorum ki?
Elbirliğiyle müzik kültürümüzü yok ettiğimize göre, yarışmadaki yetenekli gençlerimizin 'kültür mantarı' olmaktan öteye geçememesinden doğal ne olabilir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.