Bize soran yok

İzleyici ile okur arasında kurduğumuz köprü giderek güçleniyor. Okur mektuplarına ayırdığımız cumartesi günkü köşemiz; çok okunuyor, televizyon programlarına konu oluyor ve önemli bir 'rehberlik hizmeti' sunuyor. Bugün de söz okurlarımızda.
Bu köşede sıkça altını çizdiğim sektörel bir eksikliğimiz var. Bizim televizyoncularımız 'saha araştırması' ya da 'fizibilite çalışması' yapmıyorlar. Bize özgü 'kervan yolda düzülür' sığ mantığı içinde her şeyi deneme-yanılma yöntemiyle öğreniyorlar.
Okurumuz Makbule Makar da benzer bir öneride bulunmuş. Özellikle dizi yapımcılarının, anket yaparak halkın talep ve beğenilerini ölçmesini istemiş:
"Yüksel Bey, yeni başlayan dizilerden ekrana erken veda etmeye başlayanlar oldu. Her ne kadar, siz ve sanatçılar bu konuya değinseniz de maalesef yapımcılar ya da kanal sahipleri, dizilerinin arkasında durmuyorlar. 'Reyting sonuçlarına göre' deyip işin içinden sıyrılıyorlar.
Kendi kanallarından izleyicilerine seslenip şimdi herkesin evinde olan internetten anket düzenleyerek, bizlere neyi seyrettiğimizi neden sormuyorlar?
Şu aralar ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntılı zamanlardan bizleri bir an olsun uzaklaştıran, başka bir hayal âlemine götüren ve çoğu insanın ekmek kapısı olan dizileri çocuk oyuncağına çevirmelerine göz yummayın. 'Al sana yeni bir dizi, bundan çok para kazanamadım, bunu kaldırayım, bir de bunu seyret' diyen dayatmacı tutumlarından baştakiler vazgeçmezlerse, eski radyo günlerine az kaldı. Yakında ne oyuncu ne de izleyici bulacaklar..."