Mahsun'dan mucize beklerken
Film aslında aşkın gücünü anlatmak için çekilmiş. Ama bunu görüp anlamak için o son sahneye kadar pek çok gereksiz detaya, lastik gibi uzatılmış öykücüklere sabır göstermek zorunda kalıyorsunuz. Filmin tek cazibe noktası ise köyün engelli genci Aziz'i muhteşem bir performansla perdeye taşıyan Mert Turak'ın parmak ısırtan oyunculuğu...
Filmin yüreğimde bıraktığı tek tortu ise Ağrı'daki dağ köyünün muhtarının, öğretmene söylediği söz: "Kış geliyor. Kar düşünce 8 ay burada mahsur kalacağız.
Mektup yazacaksan şimdi yaz ki, cevabı ancak 8 ay sonra gelir. Biz burada 8 ay Allah'a, 4 ay devlete bağlıyız..."
Filmin geçtiği 1960 yılından bu yana memlekette ne kadar az şey değişmiş değil mi?
Bir de o zamanlar dağda yaşayan eşkıyalar, gerektiğinde köye inip okul yapımına yardım edermiş... Acaba diyorum, Silopi'de, Cizre'de meydanlara dev perdeler kurulup, Mucize filmi gösterilemez mi?
Okulları molotof ile yakanlarla, onlara gaz sıkanlar birlikte çekirdek çitleyerek filmi izlese, acaba ertesi gün bir şeyler değişir mi?
Benimki de 'Mucize' beklentisi işte...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.