Film neye benzer?
Yeşilçam'ın 100'üncü yılında 104 Türk filminin vizyona girmesine de alkış tutuyorum. Amaaaa...
Son zamanlarda bunun bir 'enflasyona' dönüştüğünü ve kalitenin düştüğünü de üzülerek gözlemliyorum. Emeğe saygımdan dolayı, beğenmediğim filmleri ağır bir dille eleştirmekten kaçınırım. Ama seyircinin sinemadan soğumasına neden olacak yanlış yönlendirmelerde bulunmamanın da mesleki bir sorumluluk olduğunun farkındayım.
Sözü, Aşk Sana Benzer'e getireceğim. İyi niyetli bir çalışma ama hepsi bu kadar... Birbirine pek yakışan, perdeye muazzam bir enerji aktarma potansiyelleri bulunan Burak Özçivit ile Fahriye Evcen'e yazık olmuş. Yavuz Bingöl ile Selim Bayraktar'ın, 'Küçük rol yoktur, büyük oyuncu vardır' felsefesini doğrulayan kalburüstü performansları da filmi kurtarmaya yetmemiş. Çünkü hem senaryosu, hem diyalogları pek zayıf.
Aşk filmi olarak başlayıp gerilim ile devam eden ve sonu 'fanteziye' bağlanan tuhaf bir çorba olmuş. Bu nedenle sağımda, solumda, önümde, ardımda bu romantik ve sözde dramatik(!) filmi kıkırdayarak izleyenleri gördüm.
İyi niyetimin ve hoşgörümün sonuna geldim. Daha fazlasını yazamayacağım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.