Umut için belgesel
Çok şükür, çok önemli bir rahatsızlığım yok. Ama eğer olsaydı, önceki hafta perşembe akşamı BBC Knowledge kanalında izlediğim belgesel sayesinde yüreğim umut dolar, hayata daha bir sıkı sarılırdım.
Belgeselde; üç ağır hastanın dertlerine çare olmak üzere bilim adamlarının geliştirdiği son tıbbi yenilikler ekrana taşındı. Hatta o hastalar bizzat geliştirme çalışmalarının yapıldığı özel laboratuvarlarda misafir edilip tıbbın nasıl ilerlediği hakkında daha gerçek bilgiler edinmeleri sağlandı.
Beni en çok etkileyen, Meksika körfezinde yaşayan bir semenderin, kopan uzuvlarını yenilemesiydi. Pembe renkli sürüngenin kolları ve bacakları kesiliyor, sonra o yitirdiği uzuvlarını kısa sürede nasıl yeniden oluştuğu laboratuvar ortamında gözleniyordu. Bir bilim insanı, semenderin hücre yapısını taklit eden enzim geliştirip bunu parmakları kopan bir hastaya uyguladı. Bir hafta geçmeden, adamın yitirdiği parmak bölgesinde yeni kemik ve dokudan meydana gelen bir buçuk santim yüksekliğinde bir çıkıntı oluştu. Futbol oynarken kırılan kaval kemiğinin mikrop kapması sonucu bir bacağını kaybeden Amerikalı genç, bu çalışmayı gözlemlerken gözleri nasıl büyük bir umut ışığı ile doldu, nasıl heyecanlandı, bunu burada tarif etmeme olanak yok. Ama gördüm ki, bilim sayesinde 'umut' sadece fakirin değil, herkesin ekmeği.
Bir belgeselden yola çıkıp derman uman tüm hastaların yüreğini toz pembe umutlarla şişirmek değil amacım. Ama hayatın kara girdabında aşağıya doğru çekilirken, bazen pembe bir semendere bile ihtiyaç duyuyor insan, onu söyleyeyim istedim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.