Atanamayan ve tınmayan

Sabah, öğle, akşam... Hemen her haber bülteninde vardı. O nedenle kaçırmış olduğunuzu sanmıyorum. Kaçıranlar da mutlaka sosyal medya üzerindeki yorumlar vesilesiyle haberdar olmuşlardır.
Efendim, Karaman'da aklı evvel bir okul müdürü (Başyayla İlköğretim Okulu) başarılı öğrencilerini sözde ödüllendirmeye karar vermiş. Bunun için de uzun uzun hazırlık yapmış.
Müdür Ümit İbrahim Öztürk önce bankaya gidip paraları gıcır gıcır beşlikler halinde bozdurmuş.
Neden? Çünkü görmemiş düğünlerindeki gibi paraları, öğrencilerin başından aşağı boca ederken, avucundan rahatlıkla kaysın diye... Sonra fotoğraf makinesi ve video kaydediciyi de hazır etmiş. Ardından ödül töreni(!) başlamış... Bu rezil görüntüleri de okulun internet sitesinde yayınlatmış. Gururla...
İzlerken utançtan kıpkırmızı kesildim. Ülkemde çocuklarımızı bu düşünce yapısındaki müdürlere teslim etme 'olasılığımız' bulunduğu için... Görevini hakkıyla yapan fedakar, cefakar öğretmen ve müdürlerimizi tenzih ederek söylüyorum tabii ki... Ama ödüllendirmeyi 'üçüncü sınıf düğün salonu raconuyla' yapmaya kalkan bu eğitimciden ve onun tedrisatından geçecek öğrencilerden memlekete, millete ne fayda gelir ki?
Belli ki müdür beyimizin fena halde 'düğünü' gelmiş. Oldu olacak ders zilini de Ümit Besen'den 'Nikahına beni çağır sevgilim' şeklinde çaldırsaydın be hocam!
Daha geçen hafta bu sütunlarda işitme engelli öğrencisinin kulağının tozuna tokat patlatmakta bir sakınca görmeyen sözde öğretmenden dert yanmıştım. Bu ülkenin en önemli eğitim sorunlarından biri 'atanamayan öğretmenler' gibi görünse de, aslında gerçek derdimiz 'tınmayan öğretmenler' galiba...