Adı 'spor' kanalları

Ligler bitince bizim spor medyasında 'uçurtma ve balon sezonu' açılır. Dünyanın dört bir yanından sürüyle ünlü futbolcu en az iki kere bizim dört büyüklere transfer edilir. Ya da biz öyle sanırız. Çünkü çoğu uçurtma ve balon haberdir. Bu yaz spor medyasını kurtaran isim Arda Turan oldu. Barcelona'ya transferiyle hepimizi şişme haberlerden kurtardı.
Arda, önceki gün Barcelona'da ilk antrenmanına çıktı. Ben NTV Spor'dan canlı izledim. Erişebildiğim pek çok spor kanalında Barcelona antrenmanından canlı yayın yoktu. Oysa ülkenin en umut vâdeden futbolcusu, dünyanın en ünlü kulübüne tam 41 milyon Euro gibi dudak uçuklatan bir rakama transfer olmuş, Messi ile yan yana top koşturma fırsatını elde etmişti. O gün de ilk antrenmanına çıkacaktı. Futbola en mesafeli kişi bile bu tarihi olaya tanıklık etmek isterdi. Ama bizim sadece adı spor olan kanallarımız derin uykudaydılar. Örneğin, devletin kamu yayıncısı TRT Spor, o dakikalarda plaj voleybolu turnuvası vermekteydi.
Haydi diyelim ki NTV Spor, İspanya Ligi maçlarının yayın haklarını elinde bulundurmasından dolayı böyle bir avantaja sahip.
Peki ya Arda tesislere gelirken, Barcelonalı yeni takım arkadaşlarıyla tanışıp kucaklaşırken, otoparkta ona mikrofon tutacak bir tek muhabirinizde mi yoktu?