Tesadüfün iğne deliği
"Merhaba Yüksel Bey, Baba Can'dır dizisi ile ilgili yapıcı eleştirilerinize katılıyorum. Ama keşke dizinin başlangıcı bu kadar tesadüfler zinciri üzerine kurulmasaydı. Bir genç kız düşünün ki; 11 sene önce çocuk yaşta tanıştığı bir çocuğun (Emrecan) verdiği söze inanıp evini, işini bırakıp o güne kadar hiç haber alamadığı birinin peşinden İstanbul'a gelsin. Hadi inandı diyelim, İstanbul'da karşılaştığı ilk kişi 'tesadüfen' bu kişi olsun, üstüne üstlük bazı olaylar yüzünden ikisi birlikte karakolluk olsun. Bu da yetmezmiş gibi 11 yıl önce sözleştikleri parkta kız, Emrecan'ı beklerken, Emrecan'ın da yolu 'tesadüfen' o parka düşsün. Parkın farklı yerlerinde otururken kız, birlikte çektirdikleri resmi, ikisini ayıracak şekilde yırtıp Emrecan'lı tarafını yere atsın ve o resim etrafta yaprak kımıldamazken rüzgarla birlikte uçup resmin sahibinin yanına düşsün. Kendi resmini merdivende bulan Emrecan buna hiç şaşırmasın. Daha sonra bu ikili, parkta 'tesadüfen' yine karşılaşsın ve yine karakolluk olsunlar. Kız da aradığı kişinin aynı kişi olduğunu burada öğrensin.
Valla anlatırken ben yoruldum. Bu kadar tesadüf olur mu bilemem ama bu kadarı olsa olsa Ferhan Şensoy'un tabiriyle 'Tesadüfün iğne deliği' olur. Saygılarımla..."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.