Bu Melekler Şehri batırır!
FOX'un yeni dizisi 'Şehrin Melekleri'ni izlerken, polisiye roman ya da senaryo yazan gerçek dehalara bir kez daha saygı duydum. Çünkü dizi, adeta bu işin nasıl yapılmaması gerektiğini anlatıyor.
Tam cinayet mahalline çıkan köşeyi dönünce, aklına kar maskesini takmak geliyor.
Polis, günlerce kar maskeli adamın kimliğini araştırıyor.
Yahu maskesiz koştuğu onca yol boyunca bir tek MOBESE ya da özel güvenlik kamerası görüntüsü bulunmaz mı?
Bizim çocukken oynadığımız dekmancılık oyunu ise dizinin sözde çatışma sahnelerinden daha özenliydi.
Komada olması gereken kız, kahramanına uzun uzun sarılıp öpüyor. Sonra da ambulansla acil hastaneye götürüleceği yerde, aracın içinde üzerine battaniye atılıp öylece bekletiliyor.
Aslında senaristler, eleştirmenlere fazla iş bırakmayıp dizinin içinde özeleştiri yapmaktan da geri durmamışlar.
Mesela kadın polisler, yakaladıkları suçluya kelepçe vurup hukuki haklarını söylerken, genç komiser "Yahu bu haklarını okuma filan fazla Hollywood prodüksiyonu olmadı mı?" diyor. Mafya babası ise ekipteki hanım memurları görünce "Emniyetteki kızlar maşallah manken ajanslarında bile yok. Emniyet resmen imaj değiştirmiş valla" demek zorunda kalıyor. 'Arka Sokaklar' dizisinde de bazen mantık sınırlarını zorlayan sahnelere rastlıyorduk.
Ama onlar bu eksikliklerini samimiyet ve sıcaklık ile perdelemeyi biliyorlar. 'Şehrin Melekleri' isimli dizide o da yok!
Dedim ya, polisiye zor zanaat...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.