Dizi böyle de yayınlanabilirmiş
Müdavimlerimizden Ahmet Berkay Atış da, dizi izlemeyi işkence haline getiren bizdeki sefil uygulama ile Batı'daki örnekleri karşılaştırıp hepimizin altına imza atacağı bir sonuca ulaşmış: "Merhabalar Yüksel Hocam; saygılar, sevgiler.
Uçurumun kenarında dolanan ülkemizin dizi sektörünün, sizin öncülüğünüz ile yazıla yazıla, söylene söylene düzeleceğine inanıyorum.
Efendim duymuşsunuzdur, Sherlock (Holmes) diye bir dizi var; her sene belli sayıda yayınlanır, tüm dünyada izleyicisi vardır. Bu sene de TLC kanalında (eski CNBC-e) yayınlanıyor.
Bizler dizileri internet üzerinden, diziyi yayınlayan sitelere bazen üye bile olmadan emeğe sıfır katkı ile izliyoruz.
Denilecektir ki, 'Kardeşim Digiturk vb. kuruluşlar birçok yabancı diziyi veya filmi alıp yayınlıyor; al izle...' İyi de sağı solu her bir köşesi sansüre boğulmuşsa, karakterin ağzından çıkacak ufacık bir argo 'Caiz değildir' diyerek yumuşatılmışsa, haber bültenlerinde bile reklam olur diyerek arabaların, telefonların markalarına, çok affedersiniz yerde yatan yaralının üzerine örtülen gazete kağıdına bile sansür koyulacaksa; izleyici temiz yayını tercih edecektir, kimse kimseyi kandırmamalı. Burada suçlu; köhneleşmiş, pas tutmus RTÜK ise, buyursunlar üzerlerine alınabilirler.
Toparlayayım; 1 Ocak günü dizi yayınlandı TLC'de ve biz kaçırdık.
Dedik ki girelim internetten izleyelim, lakin hiçbir sitede bulamadık. Araştırırken öğrendik ki, ertesi gün saat 20.00'de tekrarı var, bari oradan izleyelim dedik. Efendim, dizide üç veya dört reklam arası verildi. Sanıyorum uzunluğu en fazla üç dakikaydı.
Hatta bir reklam arasında cips almaya çıktım, geldiğimde başlamıştı. İşin ilginci ise dizi bitip akşam kafamı yatağa koyduğumda, verdikleri tüm reklamları, özellikle markaları hatırlıyor olmamdı... Ailenizin, sevdiklerinizin ve tüm Sabah ekibinin yeni yılını kutlar, bütün dileklerinizin gerçek olması dileğiyle saygılar sunarım."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.