Bindiğimiz dalı kesiyoruz

Sultanahmet saldırısının turizmimize olumsuz etkileri şimdiden görülmeye başlandı. Özellikle Alman turistler, Türkiye rezervasyonlarını birer birer iptal etmeye başladı.
Durum böyleyken, önceki akşam haber bültenlerine yansıyan bir haber, kanımı dondurdu. Genç bir adam, tarihi Kapalıçarşı'nın orta yerinde bir lambaya ateş ediyor. Hem de defalarca... Tutukluk yapan tabancasının şarjörünü yeniden takıyor. Silahı ateş almayınca bu kez tarihi çeşmenin üzerine çıkıp tabancasıyla lambayı kırarak, paramparça ediyor.
Daha sonra aşağı iniyor. Düşürdüğü tabancasını arayıp buluyor, tekrar beline takıyor ve elini kolunu sallaya sallaya uzaklaşıyor.
Bakın, olayı özetle anlatırken bile ne kadar süre geçti? Neresinden bakarsanız, 10 dakikalık vukuat sırasında Kapalıçarşı gibi terör riski yüksek bir alanda bir tek güvenlik görevlisi yetişip olaya müdahale edemedi. Oysa o tarihi çeşme, Kapalıçarşı'nın dört ana giriş kapısının tam ortasında. Sivil polisleri saymazsak, o kapıların her birinde ikişer güvenlik elemanı nöbet tutuyor. Peki o zaman nasıl oluyor da bir şarjör merminin boşaltıldığı, neredeyse 10 dakika süren bir olayda saldırgana kimse müdahale edemiyor? PKK'ya, DAEŞ'e ne hacet; biz turizmimizi kendimiz öldürürüz!