Basenlerimiz büyürken...

Yazıya 'Teknoloji bizi popo üstü oturttu' diye başlasam, saygısızlık mı etmiş olurum acaba? Pek sanmam...
Okuyunca hak vereceğinizi ve beni affedeceğinizi umuyorum.
Efendim, şimdilerde internetteki arama motorları şu sloganla açılıyor:
'Oturduğun yerden Bursa'yı gez... Oturduğun yerden Kapadokya'yı turla...' Bankacılık işlemlerini internet üzerinden yapmayı özendiren reklamlarda ise 'Kuyruğa girme, oturduğun yerden havaleni yap' cümlesine çok sık rastlıyoruz.
Alışveriş zaten uzunca bir süredir 'oturduğumuz yerden' yaptığımız bir etkinlik haline geldi.
Oturduğumuz yerden tık'ladığımız için, aldığımız elbisenin kumaşına ancak kapımıza teslim edildiğinde dokunabiliyoruz.
Hatta bazı internet siteleri size 'oturduğunuz yerden kabir ziyareti yaptırıp' uzaktan El Fatiha ulaştırmayı bile vâdediyorlar.
Her şeyi oturduğumuz yerden halletmek bir teknolojik nimet olarak hayatımızı kolaylaştırıyor kolaylaştırmasına ama bir sakıncası var:
Oturmaktan mabadımızı büyütüyor olması...
(Bkz:
Türk halkının basen genişliğinin arttığına dair istatistik veriler.) Teknoloji bizi bu kadar oturmaya özendirdikçe, diyetisyenler popo küçültmek için daha çoook reçete yazıp durur gibime geliyor.
Bir de Yeşil Cami'nin şahane çinilerine el sürmeden, Uludağ'ın mis gibi havasını içine çekmeden, İskender kebapın cızırdayan tereyağının sesini duymadan insan nasıl Bursa'yı gezmiş olur ki?
Sözün özü şu: Kaidenizi korumak için 'Oturduğunuz yerden' diye başlayan cümlelere prim vermemeyi kendinize kaide edinin!