Ramil tamam da...

Ramil Guliyev... Adını sanını pek az kişinin bildiği bu atlet, perşembe gece yarısından itibaren ülkenin yeni gündem maddesi oldu. Azeri asıllı atletimiz, Dünya Atletizm Şampiyonası'ndaki 200 metre yarışında birinci olarak milletimize tarihi bir gurur ve mutluluk yaşattı.
Pek çok gazete, bu başarıyı taşra baskılarına yetiştiremedi. Hatta içlerinde İstanbul baskısına bile yetiştiremeyenler oldu. (Neyse ki gazetem Sabah bunlar arasında değildi. Büyük başarıyı sürmanşetinden duyurdu)
Spor yazarlığı yıllarımdan bilirim; milli maçlarda ve büyük derbilerde baskı bekletilir. İnsanların ertesi gün bu maçın kritiklerini okuması sağlanır. Gelin görün ki, bu hassasiyet atletizme gösterilmedi. Oysa Ramil, yarışın favorisiydi. Atletizmi yakından takip edenler, onun birinci geleceğinden emin gibiydiler. Buna rağmen, pek çok gazete bu yarışı beklemeden baskıya girdi.
Gelelim televizyona... Atletizm şampiyonasını TRT Spor canlı yayınlıyordu. Ertesi gün merakla reyting listelerine baktım; TRT Spor'un Dünya Atletizm Şampiyonası yayını totalde ilk 100'de yoktu, AB'de ise 85'inci olmuştu. İzleyicinin büyük bölümü bu tarihi görüntüleri TRT Spor'un canlı yayınından 'anında' takip etmek yerine, sonradan bülten aralarında izlemeyi tercih etmişti.
Alın size yukarıdaki olimpiyat yazısını destekleyen bir olumsuz veri daha...