İnsanlığımız derin dondurucuda
Sevgili Kemal Kozan öyle haklı ki... Aslında kurban etleri, ihtiyacı olan, kursağından et geçirmekte zorlanan insanlara gitmeli değil mi? Peki öyle mi oluyor gerçekten? Kurban sahiplerinin büyük çoğunluğu, kestikleri hayvanın çok önemli bir bölümünü kendilerine ayırıyorlar. Buzdolaplarının dondurucu bölümleri bu etleri almadığı için derin dondurucu satışları da patlıyor doğal olarak. Yani kurban geleneği amacından saparak, 'doymaz bir iştahla et stoklama bayramı'na dönüşüyor.
Daha önce de yazmıştım; ne zaman 'derin dondurucu' lafını duysam, aklıma 'Mandıra Filozofu 2' filminde 'Mustafa Ali'nin söyledikleri geliyor. "Derin dondurucu icat oldu, mertlik bozuldu" diyordu Mustafa Ali. Bu alet yüzünden, 'ihtiyacının üzerinde' öldüren tek canlı olan insanın iyice arsızlaştığından dem vuruyordu. "Adamın teknesinde derin dondurucu olduğu için bir balıkla yetinmiyor, üç-beş balık birden tutuyor. Denizlerde balıkların azalması bu yüzden" diyordu...
Hayrımız da donuyor, insanlığımız da... Gün gelir, çözülürüz inşallah!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.