Korkuluklar ve biz kargalar
Peki yola radar tuzaklamakla trafik kazalarını önleyebiliyor muyuz? İstatistikler 'Hayır' diyor. Diyelim ki o noktaya kadar makas ata ata geldiniz, diğer sürücülerin hayatını riske atacak ne varsa yaptınız. Ama ehliyetiniz, ruhsatınız, sigortanız tamamsa, "Buyurun geçin" diyor polis. Çünkü bizde 'seyir halinde denetim' yok. Gözlerimle gördüm, kızcağız belki de hayatında ilk kez şehirlerarası yolda araç kullanıyor. Direksiyonun üzerine adeta kapaklanmış, gözleri korkudan yerinden uğramış. Duble yolda saatte 40 kilometre ile gidip sürekli frene basarak herkesin hayatını riske sokuyor. Ama çevirmeden, polis gülücükleri eşliğinde uğurlanıp yoluna devam ediyor. Haydi polis araçlarının yollarda sürekli devriye atması masraflı diyelim. İyi de artık 'Duron' diye bir alet var. Dört tane pil parasına, trafikte adı 'kör noktaya' çıkmış riskli bölgeleri havadan denetlemek mümkün. Peki bizimkiler ne yapmış? Her 100 kilometrede bir, yolun kenarına 'polis aracı maketi' koymuş. Maksat, sürücüleri korkutup kurallara uymaya zorlamak! Sanırsınız bizler kargayız, o maket araçlar da korkuluk... İnsan kendini hakarete uğramış hissediyor vallahi...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.