Kim kazansın, kim kaybetsin?
Bugün inşallah;
ÖNCE ŞARKILARI ÖLÜRMÜŞ İNSANIN
Bilmezdim... Önce şarkıları ölürmüş insanın... Sonra gençliği ve en sonunda da çocukluğu. İnsan yaşlandığını, hayatının filmine fon oluşturan şarkıları söyleyenlerin birer birer bu dünyadan göç ettiğini görünce anlarmış meğer... Bir günde iki fire verdi gençliğim. İlham Gencer ve Tina Turner...
"Rock'un babaannesi" derlerdi Turner'a... Oysa enerjisi ve yaşam tutkusu onlarca toruna bedeldi. Yaşıtlarım İstanbul'un ilk diskotekleri Andromeda, Hydromel, Reginne ve Stüdyo 54'ü unutamazlar. Az ter döktürmemişti Tina Turner müdavimlere şarkılarıyla... Hele o Whats Love Got to The With It...
İlham Gencer ağabeyin vefat haberini duyduğumda ise gazeteci refleksiyle bir manşet canlandı gözümde: "Müziğin Çatı'sı çöktü..."
Onun yıllarca canlı müzik yaptığı Çatı'yı bilmek için ille de Ankaralı olmak gerekmezdi. Bir müzik mabediydi Çatı... Onlarca ünlü şarkıcıyı sudan una çeviren bir bereketli değirmendi...
Şimdi İlham ağabeyin "Bak bir varmış bir yokmuş" 45'liğini ve Tina Turner'ın Break Every Rule 33'lüğünü emektar pikaba koyup, gençliğimin şarkılarının ardından ağıt yakma vaktidir...
Ne demiş?
Aslı Zen, Hayat adlı şarkısını ondan daha iyi okuduğunu iddia eden Selen Görgüzel için ağır bir eleştiride bulundu: "Parası neyse verelim de şarkı söylemesin."
Şeref kürsüsü
Bugün kürsümüzde, yüzde 90'a yakın katılımla bir kez daha kendisine "demokrasinin beşiği" diyen, ancak seçimlerde yüzde 60'a bile ulaşamayan Avrupa'ya yeni bir ders verecek Necip Türk Milleti var.
Zap'tiye
Seçim olur, biz sandığa gideriz. Sandık sandıklar içinde çok şanımız var. Hazreti Mevla'ya yalvarmamız var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.