CHP’yi kask ve çelik yelekle takip etmeli
Her cumartesi olduğu gibi bugün de köşenin tamamını sizlerden gelen mektuplara ayırmak isterdim. Ama söyleyeceklerimi içimde tutamadım, yarına bırakamadım, hakkınızı helal edin.
Cuma günü CHP'nin militanları medyaya yönelik unutulmayacak bir terör eyleminin altına imza attılar. CHP'li Büyükçekmece Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddiaları ile ilgili göz altıları takip etmek üzere sahada olan a Haber muhabiri Ahmet Nazif Vural ve kameraman Hüseyin Koçak'a hunharca saldırdılar. Aslında o rezil görüntüleri anlatmak için "hunharca" kelimesi bile kifayetsiz kalıyor. Kameramanı yere savuruyorlar. 3-4 kişi muhabiri yere yatırıp yumrukluyor. Yetinmiyor, yerde yatan Nazif'in kafasını tekmeliyor. Muhabir ile kameramanın suçu ne? Rutin bir haberi takip etmek...
Aslında bu insanlık dışı eylemin ayak sesleri aynı hafta Meclis'ten ve basın toplantılarının kürsülerinden gelmişti. CHP'li grup başkanvekili Ali Mahir Başarır, AK Parti grup başkanvekili Leyla Şahin Usta'yı bağırarak azarlamaya kalkmış ve büyük tepki görmüştü. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun son günlerde kürsülerde yaptıkları "hiddetli" konuşmalar da dikkatlerden kaçmamıştı.
Peki bu büyük öfkenin, kontrolsüzlüğün, şiddet eğiliminin sebebi ne? Kaybedilen 13 seçimin ardından, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde büyük şehirleri kaybetme korkusu... CHP şimdiden yeni bir seçim hezimetinin psikolojisini yaşamaya başlamış ve siyaseti terörize ederek bu sorumluluktan sıyrılmayı kafasına koymuş görünüyor.
Her fırsatta basın özgürlüğünden "dem" vuran CHP, muhalefetteyken bu kadar zulmü gazetecilere reva görüyorken, varın bir gün iktidara geldiklerinde olacakları düşünün.
Şimdi kanal farkı gözetmeksizin tüm haberci kardeşlerime bir önerim olacak: Salı günü CHP'nin TBMM'de yapacağı grup toplantısını izlemeye kafanızda kask, üzerinizde çelik yelek ile gidin. Kameralarınızı mikrofonlarınızı yere dizip, bir köşeye çekilin. Çekilin ki, anlasınlar...
Tıp kandırmacaları
Girizgâhı fazla uzatmadan sizleri Prof.Dr. Ahmet Küçükusta'nın sağlık konusunda "hayati" öneme haiz açıklamalarıyla baş başa bırakıyorum:
HAFTANIN ŞİİRİ
NEYSE...
Sana susadım,
çatladım toprak gibi
hasretinin kavurucu güneşinde
Şimdi,
teninde yıkanıp,
terinde kurulanmak vardı ya,
Neyse...
Aşka ve Ölüme Dair - 2000
Zap'tiye
Bu yıl Kovid, İnfluenza ve Beta virüsleri bir olup saldırmaya başladı. Erkekseniz teker teker gelin!
Gaf kürsüsü
BeIN Sports'ta Beşiktaş- Karagümrük maçını anlatan spiker Tugay Kosova "Soyunma odasına giden Teknik Direktör Fernando Santos, oyuncularının talimatıyla geri dönerek tribünleri selamladı" deyiverdi.
Ne demiş?
Değerli dostum ve meslektaşım Tansu Sarı not almış: Beyaz TV'deki programında pastayı öven Nermin Öztürk'ün sözleri: "Ay nasıl kokuyor Çocuğum olsa düşer herhalde bu kokuya... Vallahi düşer."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.