YÜKSEL AYTUĞ
11 Şubat 2025, Salı

Tribünde bir çocuk ağladı...

Adana Demirspor'un 30. dakikada sahadan çekildiği maçta bir beIN Sports görüntüsü vardı ki unutulmaz. Galatasaray forması giymiş 9-10 yaşlarında bir çocuk taraftar, babasının yanında hüngür hüngür ağlıyordu. Aslında gönül verdiği takımı, nihayetinde 3-0 kazanmış sayılacaktı ama onu teselli etmek mümkün değildi. Kim bilir belki de ilk defa gelmişti maça. Eğer öyleyse; günleri saymış, muhtemelen bir gece önce uyumamış, babasının başının etini yiyip, o İstanbul ayazında saatler önce gelmişti stada.

Takımını izlemek, gollerini görmek, ertesi gün de okul arkadaşlarına gururla anlatmak için... Kim bilir belki de babası, oğlunu maça götüreceği bilet parası için hafta boyu mesaiye kalmıştı. Belki de en çok ona ağlıyordu çocuk.
Şimdi kimse hakemden, yapıdan, şikeden filan bahsetmesin. Ne bana anlatabilirsiniz bu rezaleti ne de o çocuğa...
Kimin kime ne ceza vereceği de umurumda değil. Çünkü ben o çocuğun gözyaşında tutuklu kaldım...


Ayıbın altındaki imzalar
Bugün bir kez daha spor yazarı şapkamla huzurlarınızdayım. Galatasaraylı Mertens'in takımına kazandırdığı (!) penaltı tek kelime ile "skandal"dı.
Şimdi size "ayıplar silsilesini" adım adım yazacağım:
Mertens topu kaybedeceğini anlayınca kendi ayağını, yere basılı halde duran rakip defans oyuncusunun ayağına takıp kendini yere attı. Peki bu hak hırsızlığından sonra maçın ardından sahaya indirip top oynadığı minik oğlunun yüzüne nasıl baktı?
Diyelim ki karşılaşmanın hakemi Oğuzhan Çakır pozisyonu doğru süzemedi. Peki Federasyon'a 1 milyon liraya mal olan yabancı VAR hakemi Jacob Alexander Sundberg niye gerekli düzeltmeyi yapmadı ya da yapamadı?
Ben Morata'nın yerinde olsam o penaltı vuruşunda topu taç'a atardım. Yapamadı...
Diyelim ki, o tek başına inisiyatif kullanmaktan kaçındı. Peki Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk neden talimat verip de santrada futbolcularının hareket etmemesini ve rakibin gol atarak skoru eşitlemesini sağlamadı?
Bazen tarihi; yapılanlar değil, "yapılamayanlar" yazar.


Bizi bu gökdelenler mahvetti
Türkiye, 150 metreyi aşan toplam 67 binası ile Avrupa'nın en fazla gökdelene sahip ülkesi olmuş.
Peki bununla övünmeli miyiz? Karar vermeden önce aşağıda sıralayacaklarımı okumanızda fayda var:
Gökdelenler kentin hakim rüzgarlarını keserek hava sirkülasyonunu engelliyor. Ayrıca büyük şehirlerin iklimini de olumsuz yönde etkiliyor.
Cam ve çelik dış yüzeyleri, güneş ışınlarını çevreye yansıtıp hava sıcaklığını arttırıp, yazları cehenneme çevirerek çöl iklimi yaratıyor. Bu ölçüdeki betonlaşma başta İstanbul olmak üzere büyük kentlere daha az yağış düşmesine sebep oluyor.
Kışın da havanın yer değiştirmesini engelleyip, kirli havanın daha uzun süre kentte asılı kalmasına neden oluyor.
Grip vakalarının yaygınlaşmasında da bu mikroplu havanın gökdelenler yüzünden tahliye edilememesinin büyük etkisi var.
Çok katlı yapılaşma, eksik alt yapı ile birleşince, bulundukları bölgede yoğun trafik yarattığı gibi kanalizasyon/ atık sorunları ile su ve enerji kıtlığına da yol açıyor.
Yüksek yapıların gölgesinde yaşamaya mahkum olanlar ise güneşten edinecekleri D vitamininden yoksun kaldıkları gibi rutubet riskiyle karşılaşıyorlar.
Gökdelenler, kapı komşularını bile tanımayan, birbirinden habersiz insanların üst üste yığıldığı otellere dönüşerek sosyal hayatı ve aile yapısını olumsuz etkiliyor.
Ee, siz göğü bu kadar çok delerseniz, doğa da intikamını bir şekilde alır.


Gaf kürsüsü
Afyonkarahisar'da dedesinin ve babaannesinin mezarlarına kenevir eken hayırsız torun yakalandı.

Zap'tiye
Hani kefenin cebi yoktu yahu?

Ne demiş?
Arka Sokaklar'ın Rıza Amir'i Zafer Ergin konuk olduğu programda gençlik sırrının sorulması üzerine ilginç bir cevap verdi: "Önümüzdeki hafta sünnetim var."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.