
Fatih’i kapısından çeviren derviş
Prof. Nihat Hatipoğlu, anlattığı ibretlik öykülerle izleyicilerin gönül gözünü açmaya devam ediyor. Bu kez de mevki ve makam sahiplerinin göstermesi gereken tevazu konusunda örnek oluşturacak şu hikayeyi nakletti:
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra tasavvuf öğretileriyle pek çok öğrenci yetiştiren ünlü Ebu'l Vefa'nın dergâhını ziyaret etmek ister. İçeriye haber gönderilir ama Ebu'l Vefa onu görmek istemediğini bildirir. İstese o anda dergâhı yerle bir edecek kudrete sahip koca Fatih geri döner. Bir başka gün yeniden dergâhın kapısına gelip ziyaret isteğini tekrarlar. İçeriden yine red cevabı gelir. Fatih, sadrazamına "Git bir öğren bakalım, bizle niye görüşmez? Eksiğimizi, hatamızı bilelim ki tamamlayıp öyle gelelim" der. Sadrazam kısa bir görüşmenin ardından gelip padişahına durumu arz eder:
"Hünkarım, Ebu'l Vefa, gözyaşlarıyla anlattı. Dedi ki: Fatih buraya gelir de dergâhın havasından etkilenip, dünya işlerinden vazgeçerek sûfi olur diye çekinirim. Benim müridim çok. Bize bu dünyada mürit değil, Fatih lazımdır. Ayrıca bizden etkilenip, yardımcı olmak isteyebilir. Bu da diğer dergâhlar için adaletli olmaz."
Anlatılanları gözyaşları içinde dinleyen Fatih Sultan Mehmet, geri dönerken "Demek ki görüşmek bu dünyada nasip değilmiş" diye mırıldanır.
Tevafuk, Fatih öldüğünde cenaze namazını Ebu'l Vefa Hazretleri kıldırır. Yani padişahın dediği gibi, görüşmeleri öte dünyaya nasip olmuştur...
Arsen Wenger projemi nasıl iç etti?
Futbolda önemli kural değişikliklerine gidiliyor. Bunlar arasında en çarpıcı olanı, bir pozisyonun ofsayt sayılabilmesi için hücum ve defans oyuncusunun aynı çizgideyken vücutlarının tamamen birbirinden ayrılması gerektiği.
Buna "Arsen Wenger kuralı" diyorlar. Sözüm ona, ünlü İngiliz teknik direktör bu öneriyi geçen yıl yaptığı için yeni kurala onun adı verilmiş.
İşte buna itirazım var. Zira bu öneriyi bundan iki buçuk yıl önce bu sütunlarda ben yaptım. İnanmıyorsanız, bizim arşiv üzerinden VAR'a gidelim. 1 Ekim 2023'de Yakından Kumanda'da "Futbola hücum süresi gelsin" başlığı altında şunları yazmışım:
"Bu zamanda deplasman dezavantajı mı kaldı? En uzak yer uçakla 4 saat. Taraftar da dilediği kente gidebiliyor. Kupalarda uygulanan 'Gol eşitliği halinde deplasmanda atılan gol, 2 sayılır' kuralı acilen kaldırılmalı diye yazmıştım. Bir yıla kalmadan FIFA bu saçma kuralı kaldırdı. Şimdi bir başka önerim var: Bir pozisyonun ofsayt olabilmesi için rakip oyuncuların aynı çizgi üzerindeki kesitlerinde vücutlarının hiçbir bölümünün birbiriyle kesişmemesi kuralı getirilsin. Bir bakmışsınız, yeni sezonda bu kural uygulamaya konulmuş, beni de FIFA Başkanı yapmışlar..."
Yaklaşık bir yıl sonra 17 Kasım 2024'de önerimi yine bu köşede kaleme aldığım "Ofsaydın cılkını çıkarmak" başlıklı yazımda şu satırlarla yenilemişim:
"Dortmund - Sturm Graz maçından bir enstantane. Beyaz formalı futbolcunun poposu bir santimle ofsayt çizgisini ihlal ediyor. Yakında 'bacağındaki kıl, çizgiyi geçtiği için' iptal edilen gol görürseniz şaşırmayın. Oysa benim çok daha adil bir çözümüm var: Defans ve hücum oyuncusunun vücutları ya da uzuvları tamamen birbirlerinden bağımsız olmadıkça ofsayt kararı verilmemeli. Böylece gol sayısı artar ve seyir zevki yükselir." Henüz FIFA Başkanı olmadım, bu gidişle olacağım da yok zaten. Ama onlar ne derse desin, ben bu yeni kurala "Yüksel Aytuğ kuralı" diyeceğim.
Haksız mıyım?
Zap'tiye
Sosyal medyada gördüğünüz her şeye inanmayın!
Gaf kürsüsü
Kızılcık Şerbeti'nde Nilay, Pembe ile konuşmak için odaya girdiğinde sağ kolu askıdaydı. Odayı terk ederken askı aniden kayboldu.
Ne demiş?
İhbar yine Muharrem Akduman'dan geliyor: TRT Spor'daki Amed Sportif - Bandırmaspor maçında bir seyirci fenalaşıp sedye ile götürülürken spiker Fırat Irmak "Bir futbolcu sakatlandı" demez mi?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.