ŞENGÜL BALIKSIRTI

İstanbul'un 'Küçük Kadınlar'ı!

Bu İstanbul'un enerjisi tüm Türkiye'ye yeter... Öyle de yeter, böyle de yeter... İstanbul'da yaşanan Fashion's Night Out rüzgarı bana böyle hissettirdi. Her şeye rağmen, İstanbullu bitmeyen enerjisi ile şehri ayağa kaldırıyor, şehre enerji veriyor. Geçen Perşembe akşamı İstanbul'un üç ayrı bölgesinde yaşanan etkinlik her açıdan önemliydi. İstanbullu sokağa çıktı, sokaklar doldu taştı, mağazalar satış yaptı, yeme içme mekanlarında oturacak tek bir yer kalmadı, herkes eğlendi... Ben Nişantaşı'ndaydım. Balmumcu-Nişantaşı hattını bir saatte aştığım için İstinye Park'a gidecek cesareti bulamadım. İyi de yapmışım, nitekim saat 22.00'de yanımızdan ayrılan bir grup 1.5 saat sonra İstinye Park'a ulaşmıştı. Gelelim Fashion's Night Out gecesine... Şişli Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül, Abdi İpekçi'deki yenileme çalışmalarının bu geceye yetişeceğine söz vermişti ama maalesef yetişmedi. Böylesi şıklık üzerine kurulmuş bir etkinlikte yollarda yığılı duran çimento torbaları, kum tepeleri hayli ilginçti tabii. (Kimbilir belki turistler bu manzarayı bu geceye özgü bir dekor sanmış olabilirler. O zaman yırtarız!) Bugüne kadar bütün gazetelerde bu geceyle ilgili hemen her şeyi gördünüz, okudunuz. Geriye yazacak ne kaldı derseniz, şunu söyleyebilirim; Evet, altı saatte 50 milyon dolarlık ciro yapılmış. Ama asıl önemlisi yaklaşık 500 bin kişi o gece evinden çıkmış ve bu ekonomiye katkıda bulunmuş. Bayram tatili ve okulların açılması düşünüldüğünde -yapılan masraflar açısından- İstanbullu'nun bu organizasyona verdiği destek gün gibi ortada. Olay amacına ulaşmıştır. Keşke yol çalışmaları da yetişseydi. Ve benim notlarım; Abdi İpekçi'deki hemen hemen bütün mağazalarda kısa molalar verilirken kulağıma hep aynı enstrümanın sesi geldi; saksafon... Nişantaşı'nın ruhuna çok uygun! Atiye Sokak'ta, Nilgün Gülen'in BNG'sinde başladık geceye... Nilgün haftaya Milano Moda Haftası'nda. Tabii biraz yeni defilenin heyecanı da vardı. Ve kadehler İstanbul'dan Milano'da gerçekleşecek şova kalktı. Beymen, ünlü ayakkabı tasarımcısı Guiseppe Zanotti'yi ağırladı. Nişantaşı'ndaki mağazaya bir ara ben de girdim. Zanotti, İstanbul'un en şık ve havalı hanımlarına iltifatlar ediyor ve imza dağıtıyordu. Ve bir yerde durmayıp, sürekli bir yuvarlak çizerek dolaşırken 'küçük kadınları' gördüm sık sık... Tamam, moda dünyasında blogger'ların ne kadar etkin olmaya başladığını biliyoruz ama ortalık 'çakma blogger'dan geçilmiyordu. 13-15 yaşındaki çocuklar (dedim ya aslında küçük kadınlar) Çin malı naylon çorapları, vinleks çantaları, plastik küpeleri, adlandıramadığım makyaj tarzları ve bilumum tuhaflıklarıyla beni çok güldürdüler, çoookkkk... Çünkü önemli blogger'larmış onlar! Benden bir tavsiye: Bir şeyin aslı olamıyorsanız; özentisi de olmayın.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.