Magazin klişesi: Eyvah yakalandık!

'Muhteşem Yüzyıl' dizisinin 'Mahidevran'ı Nur Fettahoğlu'nun araba içinde, dizlerinin üzerine kapaklanmış görüntüsü; önceki gün bütün gazetelerde yer aldı.
Bir davetten çıkmış, arabasını bir sokakta park edip başka arabaya geçmiş. O araçla giderlerken, habercilerin takibine takılmışlar. Sonra polis çevirmesi... Kameralar, panik anı ve Nur Fettahoğlu yüzünü göstermemek için elinden geleni yapmış.
Bininci kez çekilmiş bir fotoğraf, belki bininci kez atılmış bir başlık...
Klişe demem ondan.
BUNLAR TEHLİKELİ İŞLER
Nur Fettahoğlu belli ki fotoğraflanmayı kendi takvimine henüz uygun görmemiş ama habercilerin gölgesinden kaçmak isterken daha büyük haber olmuş.
O kovalamacanın ertesinde gazetelere baktığında, yaptığının anlamsız olduğunu eminim o da fark etmiştir. Belki birkaç gün sonra hiçbir önemi kalmayacak, unutulup gidecek bir fotoğraf ama o an nedense önemli!
Bu konuyu niye yazdım peki?
Nur Fettahoğlu'nun özel yaşamı beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Bu konuda kalem oynatmak da haddime değil. (Hani bazıları ona, terk edilen acılı kadın muamelesi yaptı ya, o da çok ayıp.)
Benim tek derdim bu işin tehlikesi.
Şu kaçıp kovalamaca meseleleri trafikte yapıldığında çok canım sıkılıyor. Bunun sorumluluğunu iki tarafın da hissetmesi gerekiyor; kaçanın da, kovalayanın da...
Bunlar çok ama çok tehlikeli işler... Gecenin o saatinde trafikte alkollü araç kullanan da var, kuralları hiçe sayıp yollarda ralli yapan da...
Gece karanlık, akıllar bulanık. Onun için "Dikkat" diyorum.
Daha geçenlerde, ABD Los Angeles'ta Justin Bieber'i çekmek isteyen bir genç gazeteci, bir başka aracın çarpması sonucu hayatını kaybetti.
Ne yakalama aşklar, ne takipler, ne de kaçıp saklanmalar... Hiçbiri o kadar büyük bir bedelin ödenmesini gerektirmiyor.