ŞENGÜL BALIKSIRTI

'Doksanlar' nasıl geçti?

Birol Güven'in 'Doksanlar' dizisini merakla bekledim. Ve geçen çarşamba da dizi başlarken ekran karşısındaki yerimi aldım.
'Doksanlar' yaşadığımız yılları, unuttuklarımızı getirdi önümüze koydu.
Son 10 yılda her alanda yaşadığımız baş döndürücü gelişim; hepimizi öylesine avucuna almış ki, bir öncesini unutmuşuz.
Güven'in dizisinde hepsini bir bir hatırladık...
Neler mi onlar?
Özel televizyonların olmadığı günler... Kumandasız televizyonlar...
(Ne kadar zormuş kumandasız yaşam!)
Mahalle bakkalı.
Çocukların sokakta özgürce oyun oynayabilmeleri.
İnsan ilişkileri, komşu ilişkileri, aşk ilişkileri...
Mahalleli olmak ve bu nedenle her şeyi, en özelini bile komşuların gözlerinin önünde yaşamak.
Varlıklıyla, kıt kanaat geçinenin aynı mahallede yaşayabilmesi...
'ÇIKIYOR OLMAK' KAVRAMI
'Sevgili olmak' değil, 'çıkıyor olmak' diye bir kavramın olması...
Aşkın zorluğu...
Semra Özal ve papatyaları...
Meçli ve permalı saçlar, evlerin dekorasyonu...
Her şey bir film şeridi gibi geçti gözlerimden.
Hakan Peker'in 'Efsane' şarkısını bayılarak dinledim.
Ve aklıma Türk pop müziğinin 90'lı yıllardaki patlaması geldi.
O kadar çok yıldız çıktı ki o yıllardan... Ve hâlâ dilimizde olan onca şarkı... Nedense benim aklıma önce Yonca Evcimik ve 'Aboneyim' geliyor...
Sonra az araba, az trafik... İlk cep telefonlarının havası...
Liste uzayıp gider.
90'larda kendimi hatırladım. Tam da 90'ı bitirirken üç arkadaş İtalya seyahatine çıkmışız. Deli-dolu eğlence... Walkman'imde Zuhal Olcay'ın albümü 'Küçük Bir Öykü Bu'... Yollarda, trenlerde sürekli dinliyorum. İtalya ve o şarkılar bütün oluyor hafızamda. Baştan sona tüm şarkılarını ezbere bildiğim tek albüm oluyor hayatımda. Sürekli alışveriş yapıyorum. Her şey değişik, her şey ilginç... Türkiye'nin soluk havasından sonra rengarenk.
DÜNE BAKMAYI UNUTTUK
90'ların sonuyla birlikte hayatımızda her şey çok hızlı değişmeye başladı. Öyle hızlı yaşar olduk ki; günü yaşarken yorulduk, düne bakmayı unuttuk.
Bu dizi bana, benim gibi birçok insana, dünde bıraktıklarını hatırlattı.
Toplumsal hafızayı arada bir tazelemek iyi oluyor. Nereden gelip nereye gittiğimizi, nerelerde gelişip, nerelerde eksildiğimizi görmek açısından çok güzel bir şey yaptı 'Doksanlar'...
Bir de unutulmaz bir söz kaldı diziden:
"Mutluluk her şeye sahip olmak değil, her şeye rağmen ayakta kalabilmektir."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.