Evliliğe inanan kaldı mı?

Uzun süredir karşılaşmadığım bir arkadaşımı gördüm geçenlerde... İki çocuklu, iyi bir evliliği vardı. "Nasıl gidiyor?" diye sordum. "20 yıllık bir evliliğin gidebileceği kadar gidiyor işte!" diye cevap verdi. İki kişi... Yıllar boyu beraberlik... İnsan bazen karşısındakini görmeyi bırakıyor... Evliliklerin çoğu çocukların düzeni, ev işi ve paranın dışında bir şeyin paylaşılmadığı bir tecrübeye dönüyor. Evliliğin temeli olan 'hayat boyu beraberlik' sözüne inanan pek kalmadı artık. Peki nerede hata yapılıyor? Neden evliliklerin yüzde 50'si boşanma ile bitiyor? Albert Einstein'ın dediği gibi "Kadınlar erkeklerin değişeceğini ümit ederek evleniyor. Erkekler de kadınların değişmeyeceğini. Sonuçta her iki taraf da hayal kırıklığına uğruyor..." Ataerkil bir düzen içinde yaşamaya alışmış bir toplumun zihniyeti ile 'öyle olması gerektiği için' evleniyoruz çoğumuz. Ayağınızı yerden kesen bir aşkla da evlenmis olsanız, aradan geçen yıllar sabrınızı, dayanıklılığınızı, iç dünyanızı sürekli test ediyor. Sağlık, para, çocuk sorunları, içinizden gelmediği halde iyi tutmanız gereken ilişkiler, yaşlanma korkusu...
GÖRÜŞÜNÜZ ORTAK OLMALI
Kapasiteniz hepsine yetmemeye başlıyor. Eşinizde keşfedilecek bir yön kalmamış. Onu hâlâ seviyorsunuz ama daha çok sinir oluyorsunuz. Eskiden saatlerce oturup sohbet ettiğiniz arkadaşlarınızdan bile sıkılıyorsunuz... Kalıplaşmış sınırlamaların içinde hapsolmuşsunuz. "Hayat bu mu?" sorgulamasına başlamışsınız. Kabahat evlilikte mi? Yoksa bu hayattaki tatminsizliğimizi evlilik müesesesinin çözmesini beklemekte mi? Tecrübelerden alınacak çok ders var. Hemen birkaçını sıralayayım: Evlilik dersi biiiiir: Evlenmek, hayatınızdaki tatminsizlik hissini otomatik olarak geçirmiyor. Evlendikten sonra iş bitmiyor, sadece daha zor sınıfa geçiyorsunuz. Evlilik dersi ikiiiiii: Sadece 'aşk'a dayanarak başlayan evliliğin sonu hüsran! Aşkın yanında, çocuk, para ve zamanın nasıl geçirileceği gibi konularda hayat görüşünüz ortak olmalı... Bu konularda olduğunuzdan farklı davranmayın, yoksa ileride hepsi burnunuzdan geliyor. Evlilik dersi üüüüç: Evliliğinizi sinsice sabote eden tatminsiz yönlerinizle yüzleşmeyi öğrenin. Belki de yaşamaya çalıştığınız hayat gerçekten istediğiniz değil, üzerinize empoze edilen bir hayat. Hiç "Kimin hayatını yaşıyorum?", "Bunlar kimin değerleri?", "İstediğim gerçekten bu mu?" diye kendinizi sorguluyor musunuz? Hayat yalnız olmak için hem çok zor hem de çok güzel. Ama uzun vadeli birliktelik, hele mutlu bir birliktelik, çoğumuzun sahip olmadığı bir olgunluk gerektiriyor. Bazıları kendilerini bilerek doğuyorlar, bazılarına hayat öğretiyor. Bazılarımız içinse hiç şans yok...