ELVAN DEMİRKAN

Para ve mutluluk arasındaki ince çizgi

Paranın sevgiyi satın alamayacağını biliyoruz.
Peki ya mutluluğu?
Para insanı kandırıyor, aldatıyor, hayal kırıklığına uğratıyor, bencilleştiriyor, duyarsızlaştırıyor ya da evet, mutlu ediyor... Nasıl harcadığınıza bağlı olarak...
Bu yıl Oscar'a aday olan filmlerden 'Nebraska'yı izlediyseniz, paranın insanı ne hale getirebildiği gerçeğini çok net görmüşsünüzdür.
İş paraya gelince; aile ve sevgi gibi değerlerin hiçbir önemi kalmayabiliyor...
TATMİNSİZ RUHLAR
Evet, para hayatı kolaylaştırıyor, yaşam standartını yükseltiyor ve daha çok kaynağa ulaşmanızı sağlıyor, itibar kazandırıyor.
Ama bu lüksün bedeli de ağır...
Zengin olmak demek; aynı zamanda tatminsiz ruhlar, tavan yapmış egolar demek...
Kötü boşanmalar, bitmeyen davalar demek...
Kalabalığın içinde yalnızlık demek...
Hatta para kaygısının daha da büyümesi demek!
Para; kardeşleri birbirine küstürüyor, ortakları düşman yapıyor. Hatta anne-babasını, çocuğunu bile silen var para kavgası yüzünden...
Bizleri asıl mutsuz eden bu işte!
Sahip olma hırsının bizleri ne kadar bencilleştirebildiğini, duyarsızlaştırdığını fark etmeden ya da önemsemeden daha fazlasını veya başkasını elde etmek istiyoruz.
Peki, para neden çoğu insanı bozuyor?
Neden kalpleri kapatıyor?
Çünkü hayattaki bütün ızdırabımızı ve yetersizlik hissimizi paranın telafi edeceğini düşünüyoruz.
Özellikle sosyetik dergilerdeki bir avuç ünlünün görüntüdeki muhteşem hayatları ile (emin olun pek çoğu sizden daha mutsuz) kendinizi kıyasladığınız sürece, bu hayat kıskançlık ve başkası olma arzusu ile heves kıran, kendinize güveninizi sarsan bir tecrübe olmaktan öteye gitmiyor.
Başkası olmaya çalışmak yerine kendimiz olabilsek, yaşayanları seyretmektense kendimiz yaşasak; bu hayattan ne kadar farklı bir tat alabileceğinizi düşünün...
Sahip olma hırsı yerine tecrübelerle zenginleşmeyi ve ihtiyacı olana yardım etmeyi seçtiğimizde mutluluğu yaratacak kapasiteyi bulabiliyoruz.
Mutsuz insanlar, mutlu insanların alışkanlıklarını öğrenerek daha mutlu olabilirler.
Daha mutlu yaşamaya karar verdiyseniz, empati ve minnettarlık becerinizi geliştirin.
Negatifliğe asılıp kalmayın...
Küçük şeylerden 'mutsuz' olmak yerine, küçük şeylerden 'mutlu' olmayı öğrenin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.