Aşık olmak ve çocuk yapmak yasak!
İŞÇİ-PATRON ÇATIŞMASI
Oyun; görmediğimiz ama sesini duyduğumuz müdürün, iş sözleşmesini hatırlatmak için çalışanı 'Emma'yı görüşmeye çağırmasıyla başlıyor. 'Emma'ya, çalıştığı yerde karşı cinsten biriyle yakınlaşmasının, romantik veya seksüel ilişki yaşamasının yasak olduğu hatırlatılıyor müdür tarafından. Müdür soruyor, 'Emma' yalanlıyor. Bu sahne birkaç defa tekrar ediliyor. Oyundaki zaman geçişlerini Soysert'in masa takvimini çevirmesiyle anlıyoruz. Daha sonraki görüşmelerde müdürü; 'Emma'nın 'Daren' adlı bir çalışanla yakınlaştığı bilgisini alıyor ve doğrulatmak için 'Emma'yı tekrar görüşmeye çağırıyor. Kız, itiraf ediyor. Bu bölümlerde ikilinin diyalogları, müdürün saçma sapan talepleri izleyiciyi güldürüyor. Biriyle yakınlaştığını öğrenince, adamı başka şubeye tayin ediyor. Müdür, iş performansı düşmesin diye böyle davrandığını söyleyerek kendisini savunuyor.
HEPİMİZ 'EMMA'YIZ
Sonra 'Emma'nın hamileliği sorun oluyor. 'O çocuğu aldıracaksın' diye tehdit etmekten bile geri kalmıyor müdür. 'Emma'nın hiçbir özel yaşamı yok; bir hayat kurmasına izin verilmiyor. Böyle olduğu halde nasıl olup da o işten 'Lanet olsun' deyip çıkamıyor, anlamak zor değil. Çalıştığı yerden, aldığı maaştan memnun olmasa da çalışmak zorunda olan o kadar çok insan var ki. O anlamda hepimiz 'Emma'yız. 'Emma', müdürün odasına her gidişinde onunla birlikte izleyici de geriliyor. 'Bakalım müdür bu kez ne öğrendi? 'Emma'ya ne yapacak ve daha ne kadar ileri gidebilir ki?' diye merakla olacakları izliyoruz. Oyunda müdürün tutumu ve davranışı 'Yok artık bu kadar da olmaz' dedirtecek türden. Müdür ki, bir ismi bile yok. Sistemin o kadar parçası olmuş ki, onun da kendi özel hayatı yok. Konumunu kullanarak çalışanını ezmek, onlarla dalga geçip kendi egosunu tatmin etmek en büyük zevki.
ÖDÜLLÜK PERFORMANSLAR
Müdüre bu kadar gıcık olmamızda, 'Emma'ya acıyıp onunla gerilmemizde, oyuncuların performansının katkısı çok büyük. Özellikle ilk kez sahne tecrübesi yaşayan Enver'in, çocuğunu kaybettiği sahnede sergilediği oyunculuk parmak ısırtıyor. 70 dakika süren oyunda iki oyuncu da performans konusunda birbiriyle yarışıyor. Craft Tiyatro'nun ilginç ve bence göz ardı edilmemesi gereken bir özelliği var. Oyunlarında rol alan herkes, üst düzey performanslarıyla yıl boyunca öne çıkıyor. Son olarak Melisa Sözen, 'Kalp Düğümü' oyunuyla Sadri Alışık Ödülleri'nden ödül aldı. Craft'ın diğer oyunu 'Garaj'da harikalar yaratan Enis Arıkan da geçen yıl yapılan Sadri Alışık Ödülleri'nden ödül almıştı. Bu yüzden bu gelenek önümüzdeki sene yapılacak ödül törenlerinde de devam edecektir. Soysert ve Enver, seneye ödül törenlerinde adlarından çok bahsettirecek. Oyun, ofis şeklinde tasarlanmış dekor ve ışık tasarımı Taciser Sevinç'e ait. Sahnede seyirciye dönük küçük monitörler ise oyuncuların takibini kolaylaştırıyor.
'DOLUNAY'LA OYNAMAK BÜYÜK ŞANS'
İlk kez sahneye çıkan Aslı Enver, 14 Nisan'da prömiyer yapan oyunla ilgili şöyle konuştu: "Dolunay Soysert'le aynı sahnede olmak çok büyük bir şans. Kendimi onun güvenli kollarına bırakıyorum. Profesyonel olarak ilk oyunum. Sistemin kötü güçler eline geçtiğinde neler olabileceğini gösteriyoruz. Hepimizin bir şekilde kurallara uyması gerekiyor ki çark dönebilsin. Bu, kişisel bir soruna dönüştüğünde doğurabileceği kötü sonuçları anlatıyoruz."
OFİSTE PSİKOLOJİK TACİZ VAR
Kapitalist düzenin dayattığı sistemi eleştiren oyun; aşık olmayı, evlenmeyi, çocuk yapmayı yasaklayan bir iş sözleşmesinin çalışan birey üzerindeki etkisini tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.