Öleceksem kaliteli bir dizide öleyim
'Fatih Harbiye' bittikten sonra birkaç görüşmem oldu ama bu dizi için görüşmelere başladığımda, diğer tüm teklifleri geri çevirdim. Dizinin senaryosu beni çok etkiledi; çok güçlü bir hikayesi var. Bu senaryo parayla satın alınmaz. Boş sahne yok; dizi kendini izlettiriyor. Ben de ilk defa bir diziyi izliyorum. Fazla kaliteli bir proje...
Evet, karakter dizinin en başından beri var ama olaylara yeni yeni giriyor. Çünkü yurt dışındaydı.
Okuldan mezun olduktan sonra hep başrol geldi bana. Ama bu dizide oynadığım karakter, yedinci bölümden sonra yeni giriyor olaylara. Bu, benim için bir handikap ama hiç 'Kariyerim çöker mi, çökmez mi?' diye düşünmedim. Oyunculuğu seven bir adamım; hiçbir zaman başrol olmak istemedim. Bu işe çok inandım. 'Yedinci bölümde girip ölsem bile, çok kaliteli bir işte ölürüm' dedim. Karakterim diziye bir giriyor pir giriyor. Hatta Raci Abi (Şaşmaz) 'Bu rolü oynamak için üstüne ne kadar para veriyorsun?' dedi. Ben de "13. bölümde zam yaparım" dedim. (Gülüyor.)
'Alparslan'; ailenin okumuş, entelektüel, kültürlü ve özellikle amcası 'Hızır Çakırbeyli'nin üzerine titrediği biri. Ailesinin yanına geldiği zaman kendini hiç istemediği bir hayatın içinde bulacak. 'Ünal'ın kızına aşık olunca zaten girmiş oluyor bu işin içine. Tehlikeli bir adam olma yolunda ilerliyor. Yedinci bölüme kadar 'Bu işlere hiç bulaşmayacağım' diyor ama ne yaparsa yapsın adamın kanında var!
Ben öyle olacağını sanmıyorum; bir kere amcası 'Hızır' var. 'Alparslan' zeki biri ve doğruyu yapar. Şu an için ne 'İlyas Amca'sını, ne de 'Hızır Amca'sını geçme derdi var.
Ailesinin mutluluğu ve huzuru. Babasını kaybettiği için aileden başka birini daha kaybetmek onu çok yaralar. Zaten hayatında başka kimsesi yok ki. Sevgilisi 'Özlem' var bir de...
BIYIĞIMI KESİNCE KİMSE TANIMADI
Çok popüler biri değilim. Sekiz yıldır bıyıklıyım. Bıyığımı kestim kimse tanımadı! Popüler olma çabam hiç yok. Ama dizinin izlenirliği sayesinde bizim de bilinirliğimiz artıyor. 'İlyas'ın vurulması Türkiye'de infial yarattı. Benim bir icraatım olunca ne olacak kestiremiyorum açıkçası.
Hayır, değil... Bizim ruhumuzda böyle bir şey var. 'Baba' serisine bakarsan, tüm dünyada da bu tür işler seviliyor. Ayrıca gerçek hayatta da bu tür adamlar var. Ama çok da kendini kaptırmamak lazım. Yoksa bu röportaja iki korumayla gelirdim! Oyuncu olarak sahne bitince kafandan silmen gerekiyor. Sahip olduklarınla mutlu olmak en iyisi.
Hiç yok; kimseye muhtaç olmayayım yeter. Para çok büyük güç ve onu nasıl kullandığın da ayrı bir konu. Çok para, çok mutluluk demek değil. Çok paran olunca o sisteme göre yaşamak zorunda kalıyorsun. Arabanı, yemek yediğin yeri, kıyafetlerini değiştiriyorsun.
Siirt'te doğup Diyarbakır'da büyüdüm. Bizde yedi kere soyadımızı değiştirmişler kavga ede ede, yine de anlaşamamışlar!
Filmi geçen baharda Aksaray'da Aksaray Belediyesi'nin desteğiyle çektik. Başrolü Furkan Palalı oynuyor. Ben de Somuncu Baba'nın öğrencisi Hacı Bayram Veli'yi oynadım.
Bambaşka bir dünya o... Hem oyuncu, hem de insan olarak müthiş bir haz ve gurur. Daha içten bir dünya var orada.
BİR 'ÇAKIR' MEVZUMUZ VAR
"Doğruyu söylemek gerekirse bir 'Çakır' mevzumuz var bizim. Bunu yadsıyamayız ama ne Raci Abi ne de Oktay Abi, buna yaslanmış durumda. Deniz Çakır mesela, efsane oynuyor. Bir 'ağır abla' rolü, bir kadına bu kadar yakışabilir mi? Senaryoyu ilk okuduğumda 'İlyas' ile 'Mahmut' fena tutar dedim. Öyle de oldu, şahane!"
EVLİ OLDUĞUMU ÖĞRENİNCE ŞAŞIRIYORLAR
Eşimle (Melisa Özge Yıldırımer) tanıştığımızda o birinci sınıftaydı, ben son sınıftaydım. Okulda tanıştık, yedi yıldır beraberiz, üç yıldır da evliyiz. Evli ve 34 yaşında olduğumu öğrenince şaşırıyorlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.