Oynadığım karaktere gıcık oluyorum, tam dayaklık!
Valla çok şey değişmedi ama popüler ve çok izlenen bir dizide rol almak bilinirliği artırıyor tabii. Bana şu an için yansıyan tek değişiklik; insanların ilgisinin biraz daha artmış olması. Onun dışında yine aynı kahve dükkanında kahvemi içiyorum, Belgrad ormanında koşmaya gidiyorum, Maçka Parkı'nda boks antremanı yapıyorum.
Dizi olayları futbol gibi bence; iyi bir kadro, sadece yıldızlardan oluşmaz, onların uyumu ve arkadaşlığı da önemlidir. Sadece yetenekli değil, aynı zamanda güzel enerjili insanlar olarak bir aradayız. Bizim hikayemiz hem eğlenceli, hem de trajikomik. Herkesin günlük hayatında rastlayabileceği olaylardan alıntılar var.
Canlandırdığım 'Engin' karakterinin, benim tam zıttım bir kişilik olması çok etkili oldu. Daha okuma provalarında 'Engin'e gıcık olmuştum. Hiçbir özelliği, huyu suyu benimle bağdaşmıyor. En basitinden; ben hayatımda kimseye 'Seni sevmiyorum artık' demedim. Provalarda 'Ne kadar ağır bir laf, bu ne acımasızlıktır!' diye düşünmüştüm. Küfürden beter bir laf bence. Bu karakteri oynamak benim için ters köşe yapmak ve sınırlarımı görmek için bir şanstı.
AYÇA'YI ÜZÜNCE GÖZLERİM DOLUYOR
Ayça (Erturan) gibi bir rol arkadaşım olduğu için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Enerjisi beni çok etkiliyor. Bazen sahne sırasında oyundan çıkıp onu üzdüğüm için gözlerimin dolduğunu söyleyebilirim. Biz ekip olarak paletteki farklı renkler gibiyiz; hepsi ayrı bir yetenek, ayrı bir renk.
Genelde beni tanıyanlar 'Kemal sen hiç böyle bir adam değilsin' diyorlar. Ben evlilik kurumunun kutsallığına ve tek eşliliğe inanan bir adamım. Diğer taraftan karakterin itici yönleri ve eşine yaşattıklarından dolayı nefret dolu mesajlar da geliyor. Aslında böyle şeyler oldukça 'Demek ki başarmışım' diyorum. Çünkü bu karakter gerçekten tam dayaklık.
O çok bencil bir adam. Çevremde bu tipte insan yok. Tabii ki aşk ya da sevgi ya da bazı paylaşımlar bittiyse evliliği sürdürmek doğru değil ama aldatmak ya da bir şeyleri bitirirken yıkıp dökmek hiç hoş değil. Ben 'Engin'in tam aksine birini kırmaktan çok imtina ederim. 'Engin' Mars'tan, ben dünyadanım sanki. Engin'in başına gelecek çok şey var ama haberi yok!
Evlilik, birbirine güvenme sanatıdır. Aldatma varsa, o sanatı bozmuş olursunuz. Hayatımda kimseyi aldatmadım ama çok aldatıldım. Tek eşliliğin en doğrusu, en saygılısı ve özeli olduğunu düşünüyorum. Aldatma varsa, evlilik veya ilişki sonlanmalı.
Çok aldatıldım ama sonra ne hikmetse hepsi geri döndü ama ben orada yoktum. İnsanlar arkadaşlıklarında bile kandırma ve aldatma yoluna gidebiliyor günümüzde. O yüzden çok az insana güvenirim ve tek kişilik yaşamayı çok severim. Motoruma atlar gezerim ya da kışın kaymak için dağa çıkarım, yazın da kitesurf yapmaya giderim güzel Ayvalık'ıma. Bunlar bana yeter.
Düşünmüyorum ve pek bir şey ifade etmiyor benim için. Tanınmayı, popülerliğe tercih ederim. Çünkü popülarite bir gün biter ama tanınmayı başardıysanız bu her daim devam eder. Ben olduğum gibi bir adamım, rolü sadece ekranda yaparım.
MOTOSİKLET MEDENİYETTİR
Çok uzun süre tenis oynadım, bir dönem özel dersler verdim. Kitesurf eğitmenliği yapıyorum. Bunun dışında DJ'lik yapıyorum. Motosiklet olmazsa olmazım. Sunuculuk, ilk göz ağrım. Haftanın üç-dört günü Belgrad Ormanı'nda koşarım. Diğer günlerde de kickboks yapiyorum. Yani pek duramıyorum ben.
Kaç motorunuz oldu şimdiye kadar? Bu zamana kadar altı motosikletim oldu. 16-17 yaşından beri motosiklete biniyorum, herkese de tavsiye ederim. Sürüş eğitimi ve ehliyet aldıktan sonra tabii. Aramıza katılın siz de. Motosikletin medeniyet olduğunu ve kendine has bir yaşam felsefesi barındırdığını düşünenlerdenim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.