‘Artık acıklı sahneler beni korkutmuyor’
Atv'nin ilgiyle izlenen dizisi Kardeşlerim'de 'Ömer'i canlandıran Yiğit Koçak, GÜNAYDIN'a konuştu. Oyuncu, hem diziyle hem de karakteriyle ilgili samimi açıklamalar yaptı.
Her zaman söylediğim gibi samimiyet. Birbirimizle olan bağımızı ve karakterimizi olduğu gibi ekrana yansıtmaya çalışıyoruz. Zaten bizim seyircimiz samimi olana kucak açıyor, sağ olsunlar bizi de kucakladılar.
Evet, yurt dışında da çok büyük ilgi var. Farklı kültürlere dokunmak, bir şeyler hissettirmek çok özel. En çok 'Bizi çok ağlatıyorsun' yorumu geliyor.
Ben ilk bölümü okuduğumda "Bu iş izleyiciyi yakalar, alır-götürür" demiştim ama yurt dışından bu kadar ilgi beklemiyordum, sürpriz oldu. Bu aileye, kültüre bu kadar ısınabileceklerini düşünmemiştim.
Tek bir etkisi var benim için, o da bana her hafta daha da iyi şeyler sunma motivasyonu vermesi.
Kesinlikle şanslıyım. Daha yolun başındaki bir oyuncu için çok kıymetli. Oturmuş bir ekibin içindeyim, aile gibi olduk. Bu yüzden de oynarken yeni şeyleri deneyimleyebiliyorsun. Yıllardır süren o ilişki çok büyük bir oyun alanı ve rahatlık veriyor. 3 sezondur seyircimizle bir şeyler paylaşabilmek ve bizi kabul etmeleri çok kıymetli.
Duygusal sahnelerden hep çekinirdim, korkardım bu işe başlayana kadar. İlk set gününde bir şey oldu ve nasıl söyleyeyim o kilit açıldı bende. Sonra da zaten bir daha arkama bakmadım. Zorlandığım zamanlar oluyor, o sahnede yaşananı öyle içselleştiriyorum, karakterin ne yaşadığını öyle hissediyorum ki, sonra sadece kendimi bırakıyorum ve devamı geliyor. Bir de bir playlistim var. Sahneden önce kimseyle konuşmam, sahneye de kulaklıkla giderim; kayıt denilene kadar da çıkarmam.
'ÖMER'İN YÜZÜ GÜLSÜN ARTIK
'Ömer'in yüzünün gülmesini en çok isteyen kişi benim çünkü çok yoruldu bu yaşında. Ama abisine bir söz verdi. Kardeşlerine güzel bir hayat sunacak. Nasıl ilerler, neler yaşanır bilmiyorum ama kardeşlerine o hayatı vermeden 'Ömer' bir yere gitmez.
'Ömer' benim oğlum diyebilirim. Onu çocuğum gibi de korumaya çalışıyorum.
Bir kere oyunculuk olarak ilklerimi yaşadım. Daha önce oynamadığım ya da oynamaktan çekindiğim sahneleri deneyimledim ve bu çekindiğim duyguların, sahnelerin ne kadar keyifli olduğunu gördüm. Popülarite olarak da bir diziden sonra Türkiye'nin Ömer abisi, herkesin kardeşi Ömer oldum. İzleyicimize kendimi gösterme, derdimi anlatma fırsatı buldum.
Çok para harcayan biri değilim ama lükslerim diyeceğim bir-iki şey var, onlardan da vazgeçmem.
KÜÇÜKKEN JIM CARREY'YE HAYRANDIM
Liseyi Samsun'da okuduktan sonra üniversite eğitiminizi ekonomi ve finans üzerine yapmışsınız. İstediğiniz bir bölüm müydü?
Hayır istediğim bir bölüm değildi ama benim ve ailemin oyunculukla ilgili korkularımız vardı.
O yüzden bu bölümü okumayı tercih ettim. Mutlu olmadığımı fark edince bıraktım.
Oyuncu olmaya karar vermenizde etken olan şey neydi? Aslında annemle başlıyor hikaye.
Ben küçükken annem hafta sonlarında bir sürü VCD film alırdı, birlikte çok film izlerdik.
Küçükken Jim Carrey'e hayrandım. Onun yaptıklarını taklit etmeye çalışırdım. Yani aslında bu tohumu annem fark etmeden ekmiş bana. Bir komedi işinde yer almayı ister misiniz?
Komedi yapmak istiyorum. Çok da severim; onun da zamanı gelecek.
LİZGE İLE ÇOK YAKIN ARKADAŞIZ
Lizge benim çok yakın arkadaşım. Çok iyi anlaşıyoruz, birbirimizi anlıyoruz. Sette zaten sürekli birlikteyiz. O içinden gelen samimi duygularını paylaştı. O paylaşımdan böyle bir sonuç çıkacağını hiç aklımıza bile getirmedik. Kafası karışmış olanlar için bir açıklık getireyim; Lizge ile sadece çok yakın iki arkadaşız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.