Engincan Ural'ın birkaç günlük sömestir tatili yine manşetlere taşındı, yüzündeki o şaşkın ifade de bonusu oldu… 'Ne oluyor yahu?' der gibi bakıyordu bize… Engincan'ı uzun zamandır tanırım. Hep güzel giyinir, zevklidir, elini attığını yakıştırmasını bilir. Birkaç saniyesini alır evden çıkması… Bu da bir yetenektir. Bazı erkekler saatlerce gardırobun önünde durur; bir jean pantolonun üstüne tişört bulamaz… Hangi renkle ne giyilir bir türlü bilemez, beceremez. Hep destek gerekir; ya bir anne eli ya da sevgili yardımı… Engincan'ın hiçbir zaman 'Bu kombini yapayım da haber olayım' gibi bir derdi olmamıştır. Üstündeki meşhur parka, bugün hepimizin gardırobunda… Engincan'ı yakalayıp "Ne diyorsun hakkında çıkan haberlere?" diye soruyorum. "Vallahi bana komik geliyor. Hiçbir zaman böyle bir iddiam olmadı; az çok tanıyorsun beni. Nedir bu ilgi alaka?" diyor. Haklı, neden iddialı olsun ki? Yaşamının büyük bir kısmını Miami'de geçiriyor ve oralarda, buradaki gibi mercek altında yaşamıyor. Onun Miami etkisinde olması da çok normal… Tabii ünlü bir anne-babanın çocuğu olması da cabası… Şöhretlerin çocuklarının haber olmak için ilgi çekici bir özelliği olmaları gerekiyor. Seni de stilinle avladılar Engincan'cım; kimini sevgilileri, kimini de sanata merakı ile avlıyorlar… Sen de bununla yaşamaya alışacaksın; yapacak bir şey yok…
ERKEK STİLLERİ YARIŞSIN
Moda programı yapımcılarına ufak bir tavsiyem var: Şu an elimizde aynı saatlerde yayınlanan üç adet moda programı var. Kadınlar, stilleri ile çılgınca yarışıyor. Kimisi işini, kimisi eşini bırakıp stüdyoya koşuyor… Peki Engincan'ın stilinden yola çıkarak modern erkeğin stilini de mercek altına almaya ne dersiniz? Biraz fark yaratın; erkekler de yarışsın. Giyinip gelsinler; bakın o zaman Engincan'ın stili size nasıl normal gelecek! Sokakta modaya meraklı ne erkekler geziyor; bir keşfedin derim.