Beyonce'nin akıllı saati!
Haftanın alkışı!
İşaret dili ile klip çekene, işaret dili eğitimi alana ve kliplerinde, konserlerinde engelsiz müziği destekleyen Işın Karaca gibi sanatçılara alkış! Ancak bir tek müzikte değil, televizyonda yayınlanan dizi ve filmlerin de alt yazı ve işaret dili tercümeleri olmalı. Televizyon ve yayıncılık teknolojisi almış başını giderken… Filmleri üç boyutlu, istediğimiz dilde izlerken engelli dostlarımızı da unutmamalıyız… İnternet sitesi üzerinden engelliler için yayınlanan diziler tıklanma rekoru kırıyor olabilir ancak ben aynı uygulamayı kanalların televizyon üzerinden yapmasından yanayım. İşitme engelliler dizideki diyalogları alt yazıdan ve işaret dili tercümeli görüntüden takip edebilse, hatta vizyona giren filmlerimizi de bizimle aynı hevesle koşup sinema salonlarında izlese harika olmaz mı?
Anneler ikiye bölündü!
ÖzgüNamal'ın doğum sonrası bebeği Nefes'in fotoğrafını paylaşması, yeni anne adayları arasında bir tartışma
Helal sana Nez
"Mutluluğum çocukluğumda saklıymış meğer..." Nez cümlelerine böyle başlıyor. Beyoğlu'nda kendisini yeni sevgilisi ile görüntüleyen magazincilere duygu yüklü bir açıklama yapıyor… "Evlenme teklif etti fakat daha çok yeniyiz, şimdilik sadece aşığım." 'Bu haberin neyine takıldın?' diyeceksiniz… Nez'in ilişkiyi ağırdan alma haline, "Birbirimizi tanıyalım" demesine. Günümüz kadını evlenme teklifi almak için parandeler atarken, Nez'in "Dur bakalım" demesi beni şaşırttı. Helal sana Nez! Erkekler için doğru zaman değilse asla nikah masasına oturtamazsın. Bir erkek 'Evlenelim' diyorsa bencilliğini bir kenara koymuştur ve kadın için fedakarlık yapmaya hazırdır. Sizin ihtiyaçlarınızı ilk sıraya koyuyorsa şanslısınız kızlar!
Dijtial detoksun formülü
Ne zaman rutin yaşantımdan uzaklaşsam, sosyal medyadan da bir o kadar kopuyorum. Aklıma ne Instagram, ne Twitter, ne de Periscope geliyor. Kim, nerede, ne yapıyor merak etmiyorum… Demek ki neymiş; dijital dünya bizim yarattığımız paralel bir dünyaymış içine mutluluk enjekte ettiğimiz, artık dozu size kalmış. Nasıl mı? Her gün aynı yolu yürümekten, aynı işe gitmekten, aynı restoranda yemek yemekten sıkıldık… Aynı insanlar ile çevremiz kuşatılmış, onlardan kurtulamıyoruz. Ne bir adım öteye gidebiliyoruz, ne de yaşantımızı değiştirebiliyoruz… İşte bu noktada kendi hayatımızdan çıkıp başka hayatları merak etmeye başlıyoruz. O profilden diğer profile zıplıyoruz, paylaştığımız fotoğraflara beğeni üstüne beğeni istiyoruz; ne de olsa alkışlanmak, beğenilmek hepimizin hoşuna gidiyor. Takipçi sayımız ne kadar yüksekse o kadar popüler olduğumuzu sanıyoruz. Diyorum ya; hepsi yalan dünya, sanal dünya …. Bunlar hep rutinin bize yaptıkları! Londra seyahatim boyunca şunu farkettim: İstanbul'da neler oluyor takip etmiyorum, Periscope'dan kim canlı yayın yapıyor umrumda bile değil… Dijital detoksun formülünü veriyorum size: 1- Yeni insanlarla tanışın, bol bol sohbet edin onlarla.
2- Yeni hobiler edinin… Yeteneklerinizi keşfetmek için asla geç değil.
3- Farklı semtler, sokaklar keşfedin. Elinize bir fotoğraf makinesi alıp şehri fotoğraflayın.
4- Farklı restoranlarda yemek yiyin, kahve için.
5- İşinizi değiştirin… Kariyer planlamanızı gözden geçirin
6- Bol bol seyahat edin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.