Uçakta magazinin dibine vurduk

Gazete ve dergilerin en çok okunduğu yerler uçaklar olsa gerek. Tatil severler, uçuş süresi boyunca dedikodunun dibine vuruyormuş meğer. Bizim Madrid uçuşunda Fahriye Evcen'in Cannes elbisesi ve pozu mercek altına alınırken, sosyete kadınlarının davet sever halleri de eleştiri bombardımanına tutuldu. 'Yahu bunların işi süslenip püslenip gezmek mi? Ne yaparlar bunlar?' diyen beyefendiler, konuyu anlayamıyordu. Sözü bana verdiler haliyle. "Renkli hayatlar..." deyip geçiştirdim işte... Ama hiçbir şey göründüğü gibi değil, bunu bilin. Hiçbiri Sindrella hayatı yaşamıyor. Elbet flaşlar sönüyor, sıkıntılar, üzüntüler boy gösteriyor. Adı üstünde magazin; siz o keyifli anlara bakıp geçin, takılmayın, üstüne fikir yürütmeyin, hiç gerek yok. 'Kafam dağılsın, uçuş sürem kısalsın' deyip geçin. Bu uçuşta şunu anladım; 'Magazin sevmem' diyenler bile göz ucuyla şöyle bir bakıyor renkli sayfalara...