İşletmecilerin işi zor

İşletmecilikte 30 küsür yılı deviren Ali Sayar'ın enerjisine şapka çıkarırım. Nasıl bıkmıyor bu sektörden, nasıl da tutuyor piyasanın nabzını; helal olsun valla! Cuma gecesi Türkbükü'nde işlettiği 5 Oda Otel'in restoranındaydık. Etrafta kimi ararsanız vardı... En ilgi çeken masa ise Terim Ailesi'ninkiydi. Girişteki en havalı masada sırayla dizilmişlerdi. Bayılıyorum onların aile ilişkilerine; zamkla yapıştırılmış gibiler! Fulya Terim'in marifeti olsa gerek bu sevgi bağı... İki damadı, kızları ve eşiyle hep bir arada; keyifleri hep gıcır. Onlarınki bu devirde kıskanılacak cinsten bir ilişki. Tü tü tü nazar değmesin! Neyse dönelim Ali'nin marifetine... O, işletmeciliğin formatını değiştirenlerden biri. Mekana ve misafirlerine hakim olabileceği en doğru noktaya kondurduğu DJ kabininden hem misafirlerini selamlıyor, hem de müzik yapıyor. Çok geçe kalmadan sizi kıvama getiriyor. Yemek masanızdan kalkmadan ritim tutabiliyor, şarkılara eşlik edebiliyorsunuz. İşletmecilerin de işi zor. Her gün yüzlerce insanı mekanında ağırlıyor, onları memnun etmek için sayısız taklalar atıyorsun. Bir kere yüzün gülmesin, vay haline! O yüzden hep diyorum; işletmecilik bir nevi gece hayatı psikologluğu. 'Mutlu et, gönder' sistemini iyi bilmek gerekiyor. Tabii kendi mutluluğunu da kaybetmeden... O yüzden işletmecilere tavsiyem; yaptığınız işte tükenmişlik sendromuna kapılmak istemiyorsanız, kendinize Ali Sayar'ı örnek alın. DJ kabinine geçin ya da bara geçip kokteyl hazırlayın, mutfaktaki marifetlerinizi keşfedin, yemek yapın... Ufak değişiklikler iyi gelecektir. Rutine esir olmak iyi değildir dostlar!