Popüler mekanlardan, evcil hayvan konusunda iki farklı görüş
Bir canlıyı aksesuvar gibi görüp kıyafetine kombinleyen, ilgi çekmek için sevimli köpek yavrularını yanlarında taşıyanlara tavsiyem; köpeklerini bir arkadaş olarak görmeleri... Onlara sevgi verip bu canlıların sakinleştirici etkisinden faydalanmaları...
İstanbul'daki mekanlar, evcil hayvan konusunda ikiye ayrılıyor. Gündüzleri hizmet verenler, genelde evcil
Özellikle de gündüzleri...
İNCE BİR ÇİZGİ VAR
Popüler mekanların işletmecileri, konuyla ilgili tedbirli davranıyor. Hatta birçoğu; köpek mevzusunun, çocuk konusu kadar önemli ve hassas olduğunu söylüyor. 'Müşterilerimize bir uyarıda bulunurken, doğru kelimeleri seçmeye özen gösteriyoruz. Uyardığımız müşterilerden, aşırıya kaçan tepkiler alabiliyoruz' diyorlar. Burada iş; hayvanın sahibine düşüyor. Anlaşılan o ki, işletme yürütmeliklerinde konuyla ilgili bir madde yok. Hayvan sahipleri, dilerlerse köpekleriyle birlikte mekana dalabiliyorlar!
Konunun bir de diğer müşteriler açısından görünen boyutu var... Etrafta köpekten korkan veya benim gibi bu tarz mekanların, hayvanların sağlığı için uygun olmadığını düşünenler olabilir. Bu kişiler de köpek sahiplerine, haklı olarak uyarılarda bulunuyor.
Birkaç popüler mekanın hayvan politikasına göz atacak olursak... Nişantaşı'ndaki Sess, yüksek sesli müzik çalındığı için mekana köpek almıyor. 'Hem müşteriler rahatsız olur, hem de canlının sağlığını düşünüyoruz' diyor yetkililer.
Gündüz mekanlarından Nişantaşı'ndaki Grey, Cihangir'deki Hazine ve Bebek'teki Lucca; kendilerini hayvansever mekan olarak nitelendiriyor. Ama burada ince bir çizgi olduğunun altını çiziyorlar. 'Mekana köpeğiyle giden müşteriye gösterdiğimiz hassasiyeti, aynı anda orada yemeğini yiyen ve yan masada köpek olduğu için rahatsız olan insanlar için de gösteriyoruz' diyorlar. Kısacası; hayvanseverlik ince iş... Bundan sonrası için karar sizin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.