Bas bas paraları pizzaya!

Nişantaşı'ndan sahil hattına doğru yürürken, Beşiktaş'tan geçip etrafı kolaçan ediyorum bu aralar. Yeni açılan kafe ve restoranlar art arda dizilmiş; semt adeta kabuk değiştiriyor. Genç neslin arayışlarına uygun bir şeyler oluyor burada. Eğlence de, yeme-içme piyasası da hareketleniyor.
Ne yalan söyleyeyim; bugüne kadar burun kıvırdığım Beşiktaş merkez bir cazibe merkezine dönüşmüş. Nişantaşı'ndan sıkıldıysan, birkaç adımda hop Beşiktaş'tasın. İtiraf ediyorum; hiç Çarşı çocuğu değildim ama son zamanlarda kendi başıma takıldığım günlerde Beşiktaş'ın sokaklarında dolanmayı ve kaybolmayı sevmeye başladım.
İşte böyle bir günde, biz Ankaralıların iyi bildiği Leman Kültür'ün semte konuşlandığını keşfettim. Hem de tam göbeğine... Diyeceksiniz ki, 'Sen öyle mekanlara gitmezsin ki Mert...' Çocukluğum çağırdı adeta, içeriye hızlıca bir göz attım. Gençliğin nefes aldığı, tasarımı şahane bir mekan olmuş ama beni asıl cezbeden, mönüdeki yemek isimleriydi.
Yaratıcı ve esprili bir delikanlı edasıyla bana göz kırpıyor Tostların Feriştahı Tostoraman, Kaçak Katlı İskansız Burger, Bas Bas Paraları Pizzaya, Şişler Güçler ve Timsahın Gözyaşları.... Bunlar aklımda kalanlar... Tattım mı? Henüz hayır ama en kısa zamanda bir lezzet keşfi yapacağım.