Ahlanıp vahlanmıyorum!
Reina ve Şamdan'ın yıkılmasının ardından benim de söyleyeceklerim var elbette. O mekanlarda eğlenen, dans eden, her köşesinde anılar biriktiren biri olarak; 'Eğlence hayatının simgelerinin tarih olması' kafasında olan, üzülen, ahlanıp vahlanan tarafta durmuyorum. Neden mi? Her şeyin bir ömrü, bir son kullanma tarihi var. Özellikle biz Türkler şıpsevdiyiz; çabuk tüketip hemen daha yenisi ile flört etmeyi seviyoruz. İstanbul mekanlarında artık müşteri sadakatini gördüğümüz sayılı mekan var. Özellikle dijital çağ ile birlikte en yeniyi, en trend olanı kovalıyoruz. Şimdi Şamdan'ın olduğu binanın kaderi de, Reina'nın olduğu arazi de yeniden şekillenecek. İyi, kötü anılar hafızalardan silinip gidecek ve o zaman da başka bir nesil gelip oraları keşfedecek. Bizlerse tıpkı büyüklerimizin dediği gibi 'Bir zamanlar var ya evladım, buralar böyle değildi' deyip iç geçireceğiz. Zamanın acımasızlığı da bu noktada başlıyor işte...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.