Aksırana tıksırana kadar...
İsveçli mobilya üreticisi IKEA'nın at etli köftelerinden sonra şimdi de keklerinde mi, tatlılarında mı nedir; koli basili çıkmış.
Aman siz de her önünüze gelen yere çöküp tıkınmayıverin.
Orası adı üstünde mobilya mağazası...
Yemeğinizi bir zahmet evden çıkarken yiyiverin.
Ya da eşinizle, çoluğunuzla çocuğunuzla tek sosyal aktiviteniz, pazar günleri alışveriş merkezi gezmek ise; o zaman da alışverişinizi burada yapın ama gidip yemeğinizi adam gibi bir restoranda yiyin.
Pintilik etmeyin.
ABUK YERLERDE TIKINANLAR
Yemek yemek benim hayatımda çok önemli bir yer tutar.
Pişirmeyi de, ikram etmeyi de, yemeyi de çok severim.
Yemek için yaşayanlardanım.
Yemekte bile yemek konuşurum.
Yemek yemekten ve pişirmekten zevk alan insanlarla arkadaşlık etmek isterim.
Bunların hepsi benim...
Ama gel gör ki; abuk sabuk yerlerde oturup yemeyen, 'tıkınan' insanları görünce de bir o kadar sinirleniyorum.
Mesela;
HAŞIR HUŞUR MISIR YİYENLER
EVDE KENDİ KÖFTENİZİ YİYİN
Fena ayar oluyorum.
Yapmayın böyle...
Yemek yemek ayrı, tıkınmak ayrı.
İnsan gibi insana, birincisi yakışır.
Mobilyacıda ne idüğü belirsiz saçma sapan soslu köfteler yiyeceğinize; gidin evde adam gibi kendi köftenizi pişirin.
Ya da haftada bir paranıza kıyıp ailenizi doğru düzgün bir yere yemeğe götürün.
Beni tav etmeyin!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.