Hiçbir şeydir yaptığım...
Bazen insanın canı, gazete bile okumak istemiyor değil mi?
Yaşadığın şehirdeki her şey üzerine üzerine gelmeye başlıyor. Çok sevdiğin adamın hareketleri bile bir gün sana batar ya hani, o misal.
Halbuki ne aşktı sizinkisi. Dip dibe yaşadınız yıllarca... O yokken uyuyamadığın geceler oldu, tenin acıdı, miden yandı falan.
İstedin ki, hep yan yana olasınız.
Ve bir gün kavuştunuz, başladı 'yan yana günleri'. Aradan zaman geçti, alışkanlık zehri sarıverdi ve artık o da sana batabilenler grubuna girdi.
Öyledir uzun ilişkiler. Aşkta da, işte de, arkadaşlıkta da öyledir. Bazen nefes almak gerekir, şöyle havalanıp geri dönmek, kıymetini anlamak, onu neden sevdiğini hatırlamak gerekir. İstanbul ve ben. Bir öyleyiz, bir böyle...
GURBETTE DÜŞÜNCELER
Hem seviyoruz birbirimizi, hem iğneliyoruz, çimdikliyoruz.
Bazen sıkıyor İstanbul.
Bazen yoruyor. Elimdeki malzeme bu, benden daha ne istiyor. Çok talepkar bu İstanbul. Her zaman bir yanlış, üç doğrumu götürüyor.
Çok hızlı, çok acımasız ve unutkan olabiliyor İstanbul.
Dedim 'Sen görürsün, gideyim de kıymetimi anla!' Bindim uçağa, geldim Londra'ya... Tatil, matil ama insan uzaklaşınca daha fazla düşünüyor istemeden.
Gurbette düşünceler ve ben...
Mesela şöyle düşünceler:
Saçmalama yani. Ama evini çok sevenler için insandır o, üç oda bir salon insan. Evi olmasa, arkadaşı olmasa, annesi, ablası olmasa, nasıl ait olabilir ki insan?
MAZHAR OLABİLSEM...
Seni çok özledim ya...
Neyse...
Sanırım hâlâ safım.
Dışarıdan bakınca çok şey yapmışım gibi duruyormuş, öyle dedi arkadaşım.
Ah bir de bana sorsalar; hiçbir şeydir yaptığım. Her şeydir yapamadığım.
Başka şeyler istedim, başka şeyler oldu. Ben yaptım gibi durdu.
Yaptım tamam! Ama durmadı, içimde duramadı. Kapı kapı dolaşıp kendimi anlatacak halim yok. Anlatmak çok sıkıcı, eksik, hamlık, gereksiz çok gereksiz...
Keşke büyüyünce Mazhar olabilsem...
Onun gibi yazabilsem, onun gibi kelimelerim olsa. Keşke...
Fark ettim ki; Mazhar Abi Londra'ymış meğer.
KENAN, YALIN VS...
Onu da bilemedim. Güzellik neydi unuttum, kafamı çok karıştırdılar bu konuda.
Belki yıllar sonra bakınca anlarım, 2011 Haziran'ında nasıl biriymişim, güzel miymişim, değil miymişim?
Gitarını alıyor Yalın dinliyorum uzun uzun. Kenan ve Yalın...
İkisinin ortak noktasını buldum; güzel adamlar.
Bir Yalın çalıyor, bir Kenan...
Yepyeni şarkıları var. Yalın 'Anlat Güzel mi oralar?' diyor, Kenan 'Şans Meleğim Nerelerdeydin?'...
Dinliyorum, gülümsüyorum. Harika!
EN BAŞTAN BAŞLASAM...
Yazılmayı bekleyen neler var? Yazılmayı bekleyen bir ben var, benim gerçek hikayem var. Sonunu bilmediğim ama senaryosunda söz sahibi olabileceğimi zannettiğim bir hikayem...
En baştan başlasam.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.