'Tiryaki Sözleri'
Haftalardır İstanbul'da yokum.
Tam da olmak istediğim zamanda şehrimden uzakta, şerrimin tuzağındayım.
Üzüntülüyüm, endişeliyim, umutluyum, umutsuzum, düşünceliyim, değişimin göbeğinde kıvrım kıvrım dönmekteyim.
Geçenlerde bir öğleden sonra, bulunduğum yerin dar sokaklarında dolaşırken karşıma bir kırtasiye çıktı.
Derme çatma, kırık dökük, kavruk ama gururlu bir kırtasiye.
Girdim içeriye. Sahibi yaşını başını almış, güneşten cildi, sigaradan dişleri kararmış bir adam.
Okuduğum kitapların unutmak istemediğim satırlarını çizmek için birkaç kalem istedim önce.
Sonra bakınmaya başladım sağa sola, yukarı aşağıya...
15-20, hadi bilemedin toplasan toplasan 25 kitap duruyordu rafların birinde. Ya hediye edilmişlerdi ya da sahibinin evinden çıkıp gelmişlerdi.
Attım elimi üzerlerine, şöyle bir göz atarken Cenap Şahabettin'in 'Tiryaki Sözleri' kitabında takıldım sebepsizce.
DİMDİK VE DOĞRU YÜRÜ
Eğitim Yayınları'nın 'İlköğretim 100 Temel Eser Dizisi'nden çıkan kitabı attım çantama 3-5 liraya, döndüm eve.
Yeşil fonun üstüne, üzerine yaprak deseni işlenmiş cam çay bardağı koymuşlar kapak diye. Tiryaki dediğin önce çay içmeyi bilmeli değil mi?
Başladım okumaya ve çizmeye Şahabettin'in sözlerini.
Buyurun bazıları:
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.