Gülben'in zaferi
Gülben ile uzun zamandır karşılaşmamıştık; beni görünce "Ayşee, tam üstüne geldin" diye seslendi.
O saatte nasıl bir enerji, nasıl bir coşku... Dedim "Hayırdır inşallah!
Ben daha adımı bilemiyorum, sen sabah sabah ne yedin, ne içtin?"
KARNINI GÖSTERDİ!
Yerinde duramıyor Gülben, zıp zıp zıplıyor. 'Çok mutluyum' çığlıklarıyla tişörtünü kaldırıp karnını gösterdi.
Gözlerim yerinden çıktı; üç çocuk annesi ve her daim balıketli olan Gülben; incecik, bildiğiniz çıtır kız, 36 beden. "Ayşee 12 kilo verdim, inanabiliyor musun?" dedi. Önce "İnanamıyorum" dedim, sonra "Neden inanamayacakmışım canım, insan kafaya koyarsa her şeyi yapar" dedim. Böyle bir azim, böyle bir başarı ancak alkışlanır.
Öte yandan Gülben; çevresindeki insanların aslında onu kilolu görmek istediğini, bu ince haline kavuşmaması için her şeyi yaptıklarını ve söylediklerini anlattı.
Bazen karşımızdakinin değişimini, güzelliğini, bizden daha iyi ve daha güçlü olmasını istemiyor muyuz ne!
Biz pes edip amaçlarımızdan yarı yolda inince, herkes yolda kalsın diye dua mı ediyoruz ne? "Çok çalıştım, kendimi tuttum, Şeyda ne derse yaptım. Hayatımda denemediğim spor, alet ve iğne kalmamıştı; ilk kez sonuç aldım" dedi Gülben.
Sanırım bize hangi imkanlar sunulursa sunulsun, bize kim nasıl cümleler kurarsa kursun; hayatta her başarının sırrı, kişinin kendisinin yürekten istemesinde ve ona gerçekten inanan birileriyle yola çıkmasında.
Helal olsun Gülben, helal olsun Şeyda!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.